– Bileklerimdeki kesikler için beni yargılamadan önce dinle. Pis kanı dışarıya akıtmak lazım Cemo. İçeride kaldıkça ağırlaşır, ağırlaştırır bedenini ve ruhunu. Misal geçen sene böyle kalbime bir ağrı girdi. Ama görsen göğüs kafesini yırtıp çıkacak sanki. Aldım bıçağı elime, sapladım kalbime çıksın kurtarsın kendini diye. Her boku ıskaladığım gibi kalbi de denk getiremedim. İnsan kendi kalbinin yerini bilmez mi Cemo? Sol akciğerimmiş. “Sönmüş” dedi doktor. "Olur arada öyle.” dedim. Polis tutanağa “intihara teşebbüs” yazdı. Ben intihar mintihar anlamam kardeşim. Kalbime yer açmak istemiştim sadece. Anlıyor musun? Rakına dokunmamışsın bile. Neyin var oğlum senin?

- Abi yaran, kanıyor mu hala?

- Ha yok iyi iyi. Cemo kadınlara her şeyini veriyorsun sonra bir gün gidiyorum diyorlar ya hani öyle kararlı öyle kin dolu bakışlarıyla. Kalbinin tam ortasında bir şalter var o aniden tak ediyor ya hani. O ne sikim bir duygu lan. Sahi gidiyorum diyen onca kadın nereye gidiyorlar? dedi cigaradan koca bir nefes aldı.

– Ciddi mi soruyorsun, kafa mı kırıyorsun, bir anlasam abi.

-Neyse ne! koyayım gittikleri yere. Kaldır bakayım kadehi.

– Abi hiç normal bir iş yapmayı düşünmedin mi?

- Okumaya diye geldim ben bu şehre. Komünizmdi, insan haklarıydı, adaletti, devrimdi. Sıçıp batırdım her şeyi. Önce geleceğim gitti, sonra sevdiğim kadın. En son kendimle kaldım. Sıkıldı huysuz halimden, o da gitti sonra. Gidenlere hep hak verdim Cemo. Çıktım terasa bir gece, arkalarından bir cigara yaktım ve bağırdım: “Ohh be! Ne güzel kaybettim yine!” diye. Ama o an tuhaf derecede özgür ve huzurlu hissettim kendimi Cemo. Esrar kafası falan değildi lan. İnan ki başka bir şeydi bu. Sanırsın ki kapitalizmi tek başıma devirdim, tüm dünya terasın altında adımı haykırarak alkış tutuyor. Kendine gerçekleri söyleyebilmek de özgürlük. Sonra bir kadın tanıdım. Uzaktan bayağı dışarıdan. Ne kadar asi ne kadar yufka yürekli. İtici ama beni kendine çekmeyi başaracak kadar çekici.

- Adı neydi abi?

- Adını ne yapacaksın lan! Yüzü haşin, gözleri sevda dolu. Siması bile kendiyle tezat içindeydi Cemo.

- Sonra ne oldu?

- Tam ben cesaretimi topladım. O kaçtı benden alabildiğince. Bir gün o bana yaklaşmayı denedi. Denedi diyorum çünkü biliyorum; istese beni yanında, sevse iliklerine kadar ne yapar eder bağlardı kendine. Ama yapmadı. Neyse kaldır kadehi Cemo. Yavaş gitmek olmaz. Kaldır ki silinsin zifiri gecenin, kederin.

- Eee bu kadar mı abi? Sen ne yaptın sonra?

- Sonrası mı kaldı lan! Kaçırdı yüreğini yüreğimden. Beni görünce yüzüne bir nefret oturdu hep. Ama gözleri var ya Cemo seviyor gibiydi parıl parıl. Rakıyı çok severdi. Şalgamsız içemezmiş.