sonsuz bir depresyonun kötücül çekimleriymiş

meğer yuvalarında ruhumdaki kuşların 

birbirlerine uzandıkları 

birbirlerine devrildikleri.


kaygılı yaşamak nedir 

nasıl büyütür insan 

yıldızlar yerine korkularını 

düşlerini görmek dururken sevdiğinin gözlerinden

bir acınası hikaye yansır.


şair yansıtır ücra köşelerini

göğsündeki sokakların tüm açlarını

evsizlerini yüzü yarım kalmış hikayelerini

kutsal portrelerin

şair azalttığı her yeriyle yaşama tutunur çünkü

böyledir bir yaşamak 

en cesur yerini mi azalttı 

korkarak yaşayacak demektir

demektir ki biraz olsun uyku uyuyacak artık 

eksilttiyse obsesif ayinlerini 

korkunç tedirginliğini yataktan kalkarkenki.


 

aynalardan rahatsız şimdilerde herkes

renksiz tonlarında hayatın 

benliğin böylesine çıplak ve çaresiz 

yansımasını böyle somut hissetmek

zira kimi nasıl doyurabilirdi

birinin diğerine tamamlanışındaki 

o eşsiz eda 

o umulmadık karışımı zamanın

daha nasıl kirlenebilirdi başka türlü 

aynalar değil de 

kameralarla süslenmeseydi etin kokan yerleri.


sonsuz ruminasyonu aklımın 

her şeyi yerli yerinde ezbere hatırladığım 

o müthiş acıları hayatın

fevkalade zevklerini taşıdığım anları 

pişiriyorum hayatı bir tavada böylece

şeker olmaz diyor biri o tarifte

ekliyorum bense…