Gidesim var buralardan,
Gidemiyorum...
Olur ya, bir telefon açıp da
Kahve içmek istersen
Hemen gelebilecek kadar
Yakınında olmak istiyorum
Ve rüzgarın,
Kokunu taşıyabildiği mesafede kalmak...
Seninle ayrı zamanlarda,
Aynı kaldırımlara basmak da güzel.
Belki bir kitapçıda,
Yeni çıkan bir kitaba
Senden hemen sonra dokunmak...
Farklı günlerde aynı vapura binmek,
Aynı memurdan jeton almak,
Aynı martıya simit atmak
Ama karşılaşmamak...
Gazeteciden aldığım para üstünde
Belki senin verdiğin bir bozukluk vardır,
O parayı, bir çakıl taşını
Büyüklerin asla anlamadığı bir tutkuyla
Cebinde taşıyan bir çocuk gibi,
Cebimde tutmak...
Bir üstgeçidin tırabzanında bıraktığın
Avucunu, senden sonra okşamak...
İyi yıkanmamış bir bardakla gelen çayı,
O bardağı daha önce senin kullandığını umarak,
Keyifle yudumlamak...
''Koca şehir, bu rastlantılar için çok büyük'' diyebilirsin,
Olabilir...
Ama bu şehir, sana ilk rastladığım gün de
Aynı büyüklükteydi...
Neyse...
Gidesim var buralardan,
Gidemiyorum...
Beni tutan sen değilsin
Ben,
O rastlantılardan vazgeçemiyorum...
Attila Şanbay