Raylarına çiçek ekilmiş bir tren yolundan yazıyorum.

Hayat bir başkaldırış, bir düşünce değil midir?

Şimdi düşüncemin toprağına mavi çiçekler ekliyorum,

Güzel bir şarapla onu izliyorum…

Onu izliyorum ve yaşamak ölmekten öte bir hal alıyor.

Her gün yürüdüğüm yüksek binaların arasında,

Seni tanıdıktan sonra hissediyorum, yüzüme rüzgar vuruyor.

Bir düş gerçek mi oluyor?

Gerçek bir düşe mi dönüşüyor?

Biraz şaşkın, fazlaca aşık.

Bir adım ötesinde hayatın,

Dans ediyoruz, edebiliyoruz,

Bir adım ötesinde hayatın,

Seni sevmek kırmızı bir devrime dönüşüyor.

Raylarına çiçek ekilmiş bir tren yolunda yürüyorum.

Treni ben mi durduracağım? Çiçekler mi?

Şüphesiz birimiz yaşayacak diyorum,

En az ikimiz ölecek de sevgilim,

Tren buna dahil..

Yalanlar çarpıyor suratıma, genç çocuklara söylenen yalanlar.

Yan dairemde bir düşünce idam ediliyor,

İftiharla sunuyor bunu aciz insanlar,

Ve intiharla süslüyor bunu 15'inde bir genç kız.

Acı kokuyor şehir, kaçmıyorum.

Yalnız olduğumuzu söylüyor insanlar,

Kaçmıyoruz sevgilim.

Çünkü en karanlık renge boyansa da yaşamlar,

Sen geliyorsun,

Parlıyor avuçlarında topladığın yıldızlar.

Raylarına çiçek ekilmiş bir tren yolunda yatıyorum.

Bu kez yalnız direnmiyorum hayata, çiçeklerde var.

Uzanmışım, gökyüzü beni izliyor,

Sana şiir okuyorum, şarap içiyoruz.

Masada birkaç resmimiz var,

Ben bugünleri anımsıyorum sevgilim,

Birkaç şiir önceden tanıyorum seni.

Ondan bu kokuna aşinalık, ondan bu cüretkar satırlar…

Ben bu devrin İskender’iyim diyorum,

Kan değil, mürekkep akıtacağım Nil'den

Kılıcım kelimeler, medeniyetim omzun.

Ve savaştığımız korkak düzen, korkak insanlar…

Raylarına çiçek ektiğimiz bir tren yolunda sana gülümsüyorum,

Hayat bir başkaldırış, biraz sevgi değil midir?