Kinini doldurup barbar bir kavanoza

Reçelleri gibi

İncili

Kenarından şerit bağlayarak

Sakladı hayatını paslandırdığı her rafta.

Kitap okumazdı hiç.

Hiç kitap okumadı. 

Bir kitaplığı daim vardı.

Ellerinde gezerdi sayfalar...

Ellerinde nüks bir tabaka.

Hüzün, derdi

Perde arkasında battığını bildiğim güneş.

   -Uğurlar olsun. 


Burukluğunu ince şalla tutturmuş beline.

Silse eteğine kirini...

Kirini silmedi hiç eteklerine.

Yalpak bir perde

rüzgarın oynaştığı.

Açmadan sessizce

Sessizce tek odalı evinde

Sinerdi kuytuya...

Kitap okumazdı hiç.

Ama daim

örerdi kelimeleri içine.

İçinde yok bir telaşe. 

Güneş sinsice dokunur, 

batardı kumral tenine. 

Bilirdi araklayıp giden yalnızca hüzün

 -uğurlar olsun. 

der hep.

Derdi vardı elbet.

Kini barbar bir kavanozda

Sıkıca bağlanmış. 

Açmadı hiç kapıyı. 

Kapı da çalmadı.

   Hengame bir şarkı dilinde...

    Kitap okumazdı hiç. 

      Ama güzel reçel yapardı.