Baksanız, karşımda oturuyordu öyle.
Oysa ki düşünceleri,
bir kulaçlık mesafemi çap belleyerek;
ve bu yörüngeden hiç sapmayarak,
dört bir yanımda seğirtiyordu.
Böylesine nazik bir durumda
içinde bulunduğumuz uzamı,
hem varlığı hem de boşluğuyla
reddetmek icabediyordu.
Reddediyordu.
Dudakları kıvrıktı hoyratça;
bacakları, bacaklarıma uzanmıştı.
Burnunun ucu oynuyordu konuştukça,
bir mayhoş esen yelde saçlarını yıkıyordu;
ve her türlü kötülüğe karşın,
göğüsleri dimdik duruyordu.
Gözlerinden bal damlıyordu.