Rezalet bir gece, uyandım yine. Başımda felaket bir ağrı yerleşmiş. Daha şafak bile sökmemiş. Saatin bilmem kaçı. Gözlerim yine kan çanağı. Ağzım leş gibi. Zor bela kalktım, lambayı yaktım. Sigarayı dudağıma yerleştirdim. Sandalyeyi, duvarı boylu boyunca kaplayan tabloya çevirdim. Açılmamış son biranın sinsi sinsi bana baktığını görünce tereddüt bile etmeden elime geçirdim. Kapağını açtığımda gözlerimin içine bakarken yakaladım onu. Yapma, der gibi bakıyordu. Yalvarır gibi değil, emir verir gibi bakıyordu. Henüz yanmamış sigarayı dudağımdan aldım. Küfür etmeye hazırlanıyordum sanki. Gözlerinin içine bakıp senin ben geçmişini, diye başlayan sonunu hayal edemediğim bir cümleyle giriş yapacaktım biraz sonra. Genelde olan buydu. Başımda dikilmiş gözlerini gözlerimden ayırmadan beni rahatsız etmeye devam ediyordu. Gözlerimi kapattım, derin bir nefes çektim. Gözlerimi açtığımda gitmiş olacaktı nasıl olsa. İlk yudumu gözlerimi açmadan boca ettim mideme. Boğazım düğümlendi ama direndim. Gözleri açtığımda gitmişti. Gözlerim görmüyor olabilirdi. Ama yüzyıllardan beri tanıdığım kokusu nasıl olduysa yine burnumda bitivermişti. En aciz anımda gelmek zorunda mısın sen, diye karşılığı gelmeyecek bir cümle fırlattım. Sandalyeden kalkarken sigaramı yaktım. Saat çok geç sayılmazdı. Hem bu saatlerde sokaklar tenha olurdu. Hazırlanıp dışarı çıkmaya karar verdim. Yatağın ucuna oturdum, ne giysem diye düşünürken biramı içmeye devam ettim. Kafamda güzergahı belirlemeye çalışıyordum. Uğrayacak duraklarım her zaman vardı benim. Gelmeyecek bir vasıtayı gelsin diye çok beklemişliğim vardır. Sokaklar iyi tanır beni, en az benim onları tanıdığım kadar. Ayağa kalktım, sigaram bitmek üzere. Kül tablasına yaklaşırken birdenbire içim ürperdi. Hoşnut bir ürperti. Boktan herifin tekisin, dedi biri. Kül tablasından intikam alır gibi basarken sigaramı, biliyorum, dedim. Ben boktan herifin tekiyim, biliyorum. Ben benden giderken sen bile bendeydin. Biliyorum, gecenin köründe sokağa çıkmaya hazırlanan değil, yatağında uyuyan biri olmam gerekiyordu. Biliyorum, daha fazla içmemem gerekiyor. Duvarda duran resmimizi yırtıp atmam gerekiyor, biliyorum. Öyle ahkam keser gibi başımda dikilip bok herifin tekisin demeyle olmaz o iş. Gözlerime bakarken yapma, diye emir vermeyle de olmaz. Beni artık rahat bırak. Ben seni yıllar öncesinden tanırım. Beni kontrol etmeyi çalışmayı bırak. Bırak nefes alayım. Kapısı kilitlenmeyen odada kilitli kalmak ne demek sen bilmezsin. Bırak beni.