Geçmişini getir, çocukluğunu getir bana
Kumdan kaleler inşa et kalbimin odalarına
Öyle bir diz ki dalgalar da yıkamasın
Acını getir, yasını getir
Kabullenişlerin, kaybedişlerin, zaferlerin…
Ne varsa getir bana
En çok da yalnızlığını getir bana
Rıhtımdayım, o rıhtımda.
Bekliyor olacağım aklının kıyısında
Ve dinliyorum en güzel saatlerini orada
…
Rıhtımda sen ve ben,
Bir de iki küçük çocuk.
Ruhlarını tahterevalliye bindirmişler,
Bankta otururlarken
Hayalleri önlerinden, ellerinde balonlarla geçerlerken o iki küçük çocuk
Bilmiyorlardı,
Erken vazgeçişlerinin bu kadar yakın olacağını,
Parlak zihinler tabii ikisi de
Büyümüş hallerine alaycı bakışlar atıyorlar
Biz biliyoruz siz bilemezdiniz diyorlar
Bankta otururlarken
Küçük hayalleri ortadan kayboluyorlar
…
Şimdi cidden yalnız sen ve ben kalıyoruz
Yalnız sen ve ben,
Ama bu sefer ne sen yalnızsın ne de ben.
…
İki ruhta bir yalnızlık var,
Rıhtımda, o rıhtımda.