Efendi: Katil oldum Rogor.

Rogor: Duygularını öldürenler özgür olur efendim, katil değil.

Efendi: Özgür mü olur, güldürme beni Rogor, öldüren tutsak olur.

Rogor: Duygu katillerinin cezaevi yoktur efendim.

Efendi: Anılar ne peki Rogor, anılar en büyük cezaevi değil mi?

Rogor: Cesetler gizlenirse suçlu olduğunuz anlaşılmaz efendim.

Efendim: Söylesene bana Rogor nasıl gizlersin cesetleri?

Rogor: Duygusallık ve konuşmak sizin işiniz efendim, bilirsiniz ki ben duygusuz bir karakterim.

Efendi: Dinle o zaman, duygu katilleri özgür olmaz… Bir anıya hapsolmak en kötüsüdür. Cezaevinin süresi biter, tutsaklığın süresi biter, ama anılarınki bitmez Rogor. Belki katil 5. duruşmada ya da süresi bitince serbest kalır ama bizim gibiler yani duygu katilleri ölene kadar, anılar bitene kadar tutsaktır Rogor.

Rogor: Peki efendim duygular masum muydu ya da anılar çok mu güzel?

Efendi: Sen de dedin ya Rogor "Ben duygusuz bir karakterim." diye. Bunu şu an çok daha iyi anladım. Bir insanla mutlu olmak zorunda değilsin. Çok güzel bir replik vardır "Bırak biz de mutsuz olalım." diye. İşte tam da her şeyin özeti bu, Rogor. Anı demek duygu demek iyi olmak zorunda değil. Bir insanı sadece mutlu olmak için sevmezsin. Bazı acılar çoğu gülmeden tatlı gelir insana…

Rogor: Efendim, anlattığınız gibiyse neden katil oldunuz ki?

Efendi: Yaşatmak için Rogor, yaşatmak için.

Rogor: Yaşatmak için katil olunur mu?

Efendi: Rogor, ağaçlar uzasın diye dalı kesilir ya da meyvesi bol olsun diye. Sakallar gür olsun diye kesilir. Her cinayet kötü değildir…

Rogor: Haklısınız efendim, acılar da bollaşsın diye katil oldunuz…