kaybettikçe sıradanlaşan balçıktan kayıklar

minderdeyim, doğrulamıyorum

ve yabanileşti, kısırlaştı tutuk prangalar

beyaz gömlek kırmızılaştı

kelepçelerim kabarıyor.


vurdukça saat zamanı kabuğunda

hançerini saklamış dostum, hançerini

inançtan bir çamurum örtünün altında

ne söylediklerin duyuluyor

ne saten yalnızlığından çıkıyorsun

denizin tuzu kabarıyor.


panikten sataştık kılıfsız yarınlara

şu zarlar bir de benim elime geçsin

şu ayrılığın kaç bacağı var?

astımı tuttu neşenin, örümcek ağlarıyla yalpaladıkça kalbim

flörtöz ağızlardan ihanetler kabarıyor.