Ben buna alıştım çok öncelerden ...
Bilirsin, soğuk suya ilk girişin gibi.İrkilirsin.Bende bu coşkulu kalabalıktan irkiliyorum. Tümüyle birinin anlamasını ummuyorum beni. Hatta siktir git bile diyebilirsin tüm anlattıklarıma. Buna hiç şaşırmam. Adını bin kez harcasam satırlarda. Bunca kelimeyi nasıl sırtlandığımı sorup durursun. Ufak hikayeme bir kahkaha koparır. "En iyi nasıl sevilecegini sen bilirsin." dersin. Bana niye öyle gelmiyor? Bana niye hiçbir şey yeterli gelmiyor? Ben niye saçlarımı, yüzümü ellerimi, gözeneklerimi, benlerimi, terimi, adımı, özümü çıkarıp versem yetmeyecekmiş gibi.
Çocukken de böyleydim...
Ya saklambaç? Bu oyunu kim icat etti sence. Saklandığım yerde yıllar geçti ben kalakaldım.küflendim, nemlendim, hamam böcekleri yuva yaptı kaygılarıma. Ah, o parlak sert kabuklu hamamböcekleri. Kara Fatma mı diyorlardı küçükken onlara? Hıı... birileri de öyle deme günah mı diyordu?
Yüzüm bir oyunda eskidi benim ? Sonra çok eskileri hatırlamaya çalıştım. Annemin beni yemek yedirirken ki zamanları... Hiç aklıma gelmedi bir şey. Ozaman ki doymuş olma hissini duyumsamak istedim. Çaresiz ve sefilce.
Ve oldukça boktan !
Şimdiki açlıklardan söz edersek.. Psikolojik olarak işin içinden çıkamayız.
Bugünlerde saklanıyorum Roza. Ama saklambaçtaki gibi değil. Birinin gelip beni bulma umudu yok. Bir kavanozdayım. Öyle saklanıyorum.Kendimi muhafaza etmek için anladın mı ? Ömrümü uzatmak için.
Çok uykum var o kadar çok uyuyorum ki...
İşten sonra ki zamanlar,hep uyuyorum. Bu uyumak, her hücremi uyuşturabilir. Yemeyi, hatta içmeyi unutturabilir.
Başka şeylerde var .
Bir şey olmayan ,bir şeyler. Var. Ne o bir şey olmayan bir şeyler? Çok şeyler işte...
Annenle olan bağından tut,öylesine yanına oturup agladığın biri. Bir şey olmayan ama olan işte. Zihninin içinde gerçekleşen birşeyler.
O şeyler nasıl yok olur Roza? Bir şey olmayan, ismi olmayan, öylece atılmış bir düğüm... Öyle sıradan şeylerin bana sırıtması.
Öyle herşeyi ciddiye almam. Öyle herşeyden, bir şey yapmam ne demek? Bir şey olmayan şeylerin, bir şey olması ne demek?
Kaygılıların bayrağını taşıyan ellerim ne diye bir şey olmadığında ,bir şey var gibi çalışıp, toprağa gömüyor tahtayı.
Dünya yüzüne işer işte böyle!
Diyor.