al bak bu kezzap

al bu da sol baldırım

dönüştüremem kimseyi

ne bir yamyama ne banyoya

hadi gir oraya!

kazı fayans aralarından yüzünün yarısını

yüzünün yansımasını okşa

kazımaya çalıştığın pıhtılara ninniler dola:


uyusun da sürünsün.

uyusun da görsün.

uyusun da ölsün.


bak, bu tam çocukluğumu yaşayacağım dakika gelen 'ciyk' sesi.

bak ellerimle boğdum onu

sürükledim, sürüncemede kaldı.


canımı aldı. babamı.

tarihi geçmiş bir ayna vardı

çatlak, tünemeye yer arayan koca bir plak.

CİYAK.


bak upuzun bacaklarım, babam gibi

kıllarımı kesmiyorum, babama benziyorum.

gözlerim arsenik

gözlerim hantal

gözlerim abaküs gibi

sol sağ sol sağ sol sağ sol

yalaya yalaya yalpalıyor.


bak göbeğimde koca bir dev

delikten kafasını çıkarıyor geceleyin

meyve bıçağıyla soyuyorum kafasının tasını

katiliyim en sevdiği.

-yalnız bazı geceler katedral müzikalleri dinletiyorum

deliklerden kıkırdamalar yükselince

marie curie oluyor, polonyum - 210 damıtıyorum-


ağıtlar tutturuyorum kürtçe ve beyaz

tütsüler tüttürüyorum

büyüler üfürüyorum

bir tek yataktaki cinleri incitemiyorum

ne isterlerse veriyorum.


gördün mü parmaklarımdaki kisti

karşı konulamaz cinneti ve arseniği

cinler yumuşak sesli, cinler kışkırtır.

azdırır ve sokarım kafamı kireç kovasına tıpkı bir Ortodoks gibi


ah, can evim, benim güzel rudolfensisim

sapkınım ben

tranko buskas aldım bir dünya

turuncu ve patlak bir dünya

habersiz ve yozmamış.

dinsiz ana.