Oysaki uzatmalı elini köklü geçmişe insan
Ve aradan ne kadar geçtiyse o kadar daralır çember
Ruhtan oyma ahşap parmaklarla
Ve sırtında egzotik at nallarıyla
Tüysüz, sapsız yeminler var
Uzun uzadıya bir varoluş sancısı belli ki aklımda kalanlar
Sildim sarp anıları sisli çukurdan
Çember daralıyor, ağzımda kuş sürüsü göç etmeye hazır
Keşke kekredir, matem alabora
Niyetinden dönen saçaklı insan kendini kutsal sanır
Şimdi ölmek istemem
Henüz değil, başlamadı içinde matemden öte yas büyüten sevdam
Ama ölmek isterim bir yandan
Arkada belki konfeti yahut bir zenci gırtlağı
Çember daralıyor ve yine yeniden istiyorum
Beni güvenli bir kucakla aynı mezar taşına bağlasınlar
Ruh odasının çılgın çemberi
Boğazımızda kirli ellerle hayat
Bir çiçekten farksız ana kucağı
Keşkeler çelmesidir belkilerin
İnsan kendinin karmasıdır
Veya bir salıncakta boğmalıyız boynumuzu
Yahut inceldiği yerden kopmalı yaşam
Kim ne derse desin inan,
Bilmelisin tanrı boşlukta senin yansımandır
Ve elleri elindir, ağzı ağzın
Nereye göçtü kuşlar, ben arkada kaldım
Şimdi planlayacağım bu çıkmazın dört ağzını
Veda etmek lazım gelir yarım kalmışlıklara, bunlar hep plansız
Seni biri alacak, beni biri aldı
Öznel yalnızlıkların başrolü broşumuz, yakamızda
Tesadüften ziyade, prangalı kaderler biriktirmişiz bağrımızda.
Ve göğe açılacak şimdi ellerim, Tanrı’nın elleri
Benim Tanrıʼm hiç yalan söylemez ki.
Server Fethi
2021-11-27T21:23:51+03:00Şiiri genel itibarıyla başarılı buldum. Yanı sıra Hilmi'ye de katılıyorum. Sevgiler...
Hilmi Bedrioğlu
2021-11-27T21:22:00+03:00Şiirin anlamını sevdim. Fakat bütünlük ve ses konusunda biraz daha iyi olabilirdi bence. Emeklerinize sağlık.