Bugün, tuttum öldürdüm seni.

En karanlık en uçsuz bucaksız yerinde cehennemin

Avaz avaz sesinin çıktığı fakat kimsenin duymadığı, kimsenin olmadığı o yerde

Kalasın diye.


Bin kez öldürdüm içimde

Bin birinci kez, bin birinci nedenle

Yine yine yine yapacağım bunu

Adı sevgilim olan yabancıydın kollarımda

Ruhumda taşıdım bir asır, 

Taş kesmiş yüreğini.

Aynada gördüğüm bile

Sendin.

Yorgunluktan susuzluğa kadar hepsi

Sendin.

Acıyan gözlerdeydim ben ancak

Yutkunarak kurulan cümlelerde

Bir şey olsa da bitse bu

Beni hatırlasalar gülüşlerde, seni unutsak

Derken

Böyle hayal mi olurdu da tuttu gerçek oldu

Silindi yeryüzünden keskin tadın.

Buz gibi tenin kalırken geriye, ben

Bıçak gibi saplandım o gülüşlere


En karanlık gecede sabah,

En aydınlık sabahta gece

Çökebilir üstümüze.

Bütün o büyük aşklar, hatırı sayılır nefret de barındırırlar içlerinde.