Zihin dağımın zirvesinde yapayalnızım artık.
Üşümüyorum
içim daha soğuk içimden.
Gözümde yaş olması aldatmasın sizi
bu sancılı günlerim içindi.
Size sadece bir elvedam var
ne şükranlar ne lanetler...
İçimde seyahatlere çıkıyorum.
Olmak istediğim yerlere kaçıyorum.
Gerçek dünyada kaçmak demek
arkandan orospu dedirtmek çünkü.
Ben kendimi yaralı ruhların kalplerine
konumlandırıp
bir sohbet başlatıyorum
yalan ve ruh hakkında.
''Yalan söylerken,
heyecanlanmamız,
bilimsel olarak da
birtakım hormonların etkileri olarak bilinen şey
aslında
ruhun beden duvarlarına darbeleridir.
ruh ki
yalana tahammül edemiyor.
Çünkü cesur.
yalan ise korkaklık demek
insanlara boyun eğmek,
onların istedikleri gibi konuşmak
gerçeklerin ağırlığından
gerçeklerin acılığından kaçmak.
ama ruh bu sorumluluğa katlanır,
öyle diyor yani.
Ruhun bedene darbeleri hiç sonlanmıyor.
Ama bir gün bedeni yeneceğini biliyor
biz ölüm desek de
zafer ona göre.
bedenin ölümüne üzülenler...
ruh en çok da buna tahammül edemiyor.
'Sizlerin asıl sevdiği ben,
işte bugün özgürlüğüme kavuştum' diyor
o gün.''
ölüme bağlamadan her şeyi
bitiremiyorum.
bu yüzden,
atılıyorum kalplerden
ayakların altına.
Ben en iyisi zihin dağımın zirvesinde
kuşlarla konuşayım.
Belki dağın eteklerine çiçek toplamaya bile inerim.
Candeniro
2020-04-24T18:29:14+03:00Çok güzel.