Belli bir yaştan sonra bazı cümlelere inanmayı ve kullanmamayı öğrendim. "Çok özledim." Mesela... Ya, bu yalan! Ama biz bunu hep yapıyoruz. İstiyorsan görüşürsün. Bu cümle özlemenin gerçek anlamını da öldürüyor. "Seni seviyorum, kendine iyi bak, bye!" Mesela... Gerçekten sevmediğimiz insanlara, "Seni seviyorum." demeyelim. Görüşmeyeceğimiz insanlara "Mutlaka görüşelim." demenin manası yok. Görüşeceklerimize de saat, zaman ve yer verelim, "Çarşamba günü, akşam seni yemeğe bekliyorum, mutlaka gel!" Bu bana daha samimi geliyor. Bazı kavramların altını boşalta boşalta bir hal olduk. Derler ya kızılderililer, "Çok hızlı gittik, ruhlarımız geride kaldı."

Biz o haldeyiz, hayatın hızına yetişemiyoruz.