düşüyordum bulutlardan 

görüyor musun?

söyle bana 

avuçlarına bıraktığım bulutlar duruyor mu?

kanatların mı ulaştırır bulutlara beni gözlerin mi?

durgunum şu sıra

uykusuz ve dengesiz 

yıllardır seni taşıyorum kalbimde 

bazen açık açık bazen sessiz sessiz 

al beni 

et ve kemikten ibaretim 

şiir ve şarkılardan yaratıldım 

şaraplarla yıkandı ruhum 

durma gel 

hala nasıl susuyorsun?

söyle bana

yürüdüğün yollarda çimenler yeşeriyor mu?

güneş doğuyor mu gülüşünde?

bana gülüşünden birkaç parça lütfet

yağmurlu bir sabaha uyanıp 

verandada bir sigara içmek kadar basit hayallerim 

sen bu hayallerin her birinde başroldesin

sen nasıl görmüyorsun?

söyle bana

bu susuzluk mu hak ettiğim?

yoksa çatlayan dudaklarımdan akan kan mı?

bir yanımda buzullar katman katman 

bir yanımda yangınlar 

bahar bahçe kül oldular 

susma! konuş!

bana kimselerin anlayamayacağı hikayeler anlat 

öyle özlüyorum ki bana birşeyler anlatmanı 

bana sevmeyi anlat 

birçok kitaptan duydum sevgiyi 

birçok şairden duydum sevginin anlamını 

durma orada güneş gibi gök gibi 

anlat bana sevda nedir 

sevda sen misin? 

yoksa yalan mısın?

yoksa yalan mı yalan?

kafamı kurcalayan şu aynaları kır at

bana gerçekliğin olmadığı,

birkaç şarap şişesinde kaybolduğumuz 

derin siyah gecelerden bahset

hangi zaman?

ben bu devrin şairi değilim 

ben bu devrin insanı değilim 

benimle başka devirlerde karşılaş

tek gayemizin sevmek sevilmek olduğu diyarla götür beni 

bilirim, sen eski çağların kadını

adını taş duvarla kazıdım 

ben hep oradaydım diyorsun 

peki ben neden orada değildim bilmiyorum 

bilmek istemiyorum çoğu zaman 

zaman gözlerimde basit bir yanılsama 

öyleyse neden hala kalbimin baş köşesinde varlığın 

varlığın beni alıp götürüyor bu diyardan 

diken üstü sevmeler ve bıkkınlık hali 

halim, bir köleden beter 

söyle bir sevda mı yıkar evimi?

yoksa sahibi çoktan ölmüş bir ruh mu?

sen hangisi?

sevda mı, ruh mu?