Sabbah bile susmuş,

Sabbah bile bakmıyor yüzüme.

Halbuki Sabbah beni dinler,

Sabbah beni bağışlar.

Ben ateş biçerim,

yeni yeni yangınlar başlar her yerde.

Bombay'da ağlarım bir gece vakti sabaha kadar,

gerek kalmaz artık Muson'lara.

Tokyo'da pazara çıkarırım kendimi,

bir posta pulu etmez değerim.

Çocuk olurum yanında,

sen hiç bilmezsin bunu.

Sabbah bile kaçtır okşamıyor başımı.

Halbuki Sabbah beni sever,

Sabbah beni öldüresiye döver.

Bir dur da dinle beni,

sana dünyalar anlatacağım.

Susarak anlatacağım hem de.

Tutuştu saçlarım,

tutuştu ellerim,

görmüyor musun?

Bilmiyorum hiçbir şey.

Bildiğimden geçiyorum 

ve dönüp dolaşıp

aynı yere varıyorum işte.

Üstelik Sabbah hep beni azarlıyor.

Sabbah hep seni haklı çıkarıyor.

Evler bombaladım kuytularda,

hiçlerin hatrına 

savaşlar açtım her şeylere.

Cephanem eksik.

Ben eksiğim.

Sabbah desen unuttu çoktan adımı.

Ulan bilmiyor musun,

ters düz etti beni bir el,

serde ne varsa yitirdim,

yalanlardan taç yaptım başıma.

Her şeyi ittim,

ordum kan kaybediyor,

bilmiyor musun...