Rzami Evren Yapan Hikâyeleri


  Bölüm 3 Zaman Yapan Rzami'yle Tanışmak

 

''Önce Beş İlk ve Büyuk Rzami hiçliğin boşluğa dönüşmesiyle oluştular. Ardından kendi içlerindeki sonsuza yakın ama sonlu olan boşluklarını kullanarak evrenleri yapanları oluşturdular. Her birinin adının baş harfini vererek evren yapanlara rzami dediler. Replikasyon, Zaman, Aydıkara, Mekanik, İp. Beş İlk ve Büyük Rzami'nin her biri evreni evren yapan en önemli özellikleriyle donatıp ondan sorumlu oldular. Replikasyon, evren yapanların kullandığı kökleri oluşturdu. Zaman, kendi adını verdiği ve evren dışına işlemeyen zamanı oluşturdu. Aydıkara, ışığı ve karanlığı oluşturup onları birbirini tamamlayan yaptı. Mekanik, İlk Beş Büyük Rzami arasından en çalışkanıydı. Mekanik, evrenin en önemli iki yapı taşını da tek başına yaptı: boşluk ve çekim. İp, evrenin her bir yapısını birbirine bağladı, bağlarının kimini bilinmez kimini keşfedilir kimini ise bilinir kıldı. İçlerinde hem hiçlik hem de boşluk bulunduran tek rzamiler onlardır. Beşi de içlerindeki hiçliğe hiç değmeyen boşluklarından seçerek rzamileri oluşturdular. Bizler, yani rzami evren yapanlar olarak evreni ve içindekileri yapmaya o zaman başladık hâlâ da devam ediyoruz.'' Evren Yapan dersi Biz Kimiz ünitesi giriş bölümü. Hazırlayan Rzami: Eğöğdüren

 

Rzami, yanında duran iki kitaba baktı. Biri eğitim öğretimine ilk başladığı zaman okuduğu kitap 'Evren Yapan dersi Biz Kimiz ünitesi giriş bölümü. Hazırlayan Rzami: Eğöğdüren' diğeri ise dünyalı yazarın yazdığı, içinde Martiglerin ve diğer hayal ettiği canlıların hikâyelerini anlattığı ' Duvarda Yaşayanlar - Bir Zamanlar Dünyada Hangi Canlılar Yaşardı Yazan Abdullah Furkan Doğan' kitabıydı. Kitaplardan biri inceliğiyle şaşırtırken diğeri kalınlığıyla ağırlık yapıyordu.

 

Eta C.'ye de Sponch'a da çok kızgındı. Üçüncü hayatı sonlanınca makineden çıkmış ve ikisini de umursamadan çıkmıştı. Çıkmadan önce Eta C.'nin masasında duran iki kitaba da ne olduklarına bakmadan almıştı. Neden yaptığını kendi de bilmeden yaptığı bu davranış yüzünden kendine kızgındı, ne diye kendine bu iki kitabı yük edinmişti. Eta C., dünyalı yazarın kitabından bir öyküyü ona ilk geldiğinde okutmuştu hatta. Dünyalı yazarları okuma zevki vardı belli ki. Ama Eğöğdüren'in kitabını neden hâlâ okuyordu. Eğitim öğretimine yeni başlayan Rzamiler içindi o kitap. Eğöğdüren, Beş İlk ve Büyük Rzami'lerin kendisini baş eğitim öğretimci olarak oluşturduğu rzamiydi. Hatta neredeyse her ders kitaplarını Eğöğdüren hazırlamıştı. Neden hâlâ okuyordu?

 

Şimdi öylece duruyor, biraz sakinleşmek istiyordu. Adını dahi bilmediği bir gezegene gelmişti. Dünya'dan ne kadar uzaklaştığını bile bilmiyordu. Geldiği gezegenin çevresinde dönen astroidlere bakıyordu. Kitapların ikisi de yanında öylece duruyordu.

 

'Boşluklarının yoğunluğundan anladığım kadarıyla henüz genç bir rzamisin.' O kadar dalmıştı ki astroidleri izlemeye arkasında yeni gelen birinin olduğunu fark etmemişti. Gezegenin canlılarından olamazdı. Evrenin içindeki hiçbir canlı rzamileri tanımazdı. Arkasına dönüp baktı. O da bir rzamiydi. 'Boşluklarınızın dağınıklığına bakacak olursam...' dedi ve durdu. Hiçliği fark etti. Hiçliğe bulaşmış ve bulaşmamış olan boşlukları da fark etti. Şaşkınlıkla 'Beş İlk ve Büyük Rzami...' diyebildi. Karşısındaki rzami gülümsedi. 'Ben Zaman' diyerek kendini tanıttı.

 

Oturup konuşmaya başladılar. Beş İlk ve Büyük Rzami evrenin içinde sıklıkla yolculuk ederlerdi. İçlerinden akıp gitmeyi en sevenleri Zaman'dı. Ve Rzami, neresi olduğunu bile bilmeden geldiği bu gezegende onunla karşılaştı.

 

Sohbet etmeye başladılar. Zaman onun Dünya gezegeninde staja başladığını duyunca üzüldü. Rzami ona neden üzüldüğünü sordu. 'Kendi sonlarını getirecek o gezegendekiler.' dedi. 'Biliyorsun, ben Zaman'ım. Yani zaman bana işlemiyor. O yüzden sonları da tıpkı başları gördüğüm gibi görebiliyorum.' 'Sonları önceden görme izni oluşturulan hiçbir rzamiye verilmedi.' dedi Rzami. 'Biliyorum. Ama sen İnsan'nın sonunu göreceksin. Ve sırla bağlıyorum seni sırrı da sadece sen bileceksin.' Sırla bağlanmak rzamiler arasındaki büyük bir sözdü. Sözü kabul etti Rzami.

 

Zaman, eliyle bir çember çizdi ve çemberin içinden ona insanın sonunu göstererek anlatmaya başladı.

 

 

 

 

İnsanın Sonu Merhametin Ölümünün Ardından Olacak

 

'İnsanın sonu' dedi Zaman Yapan, 'merhametin ölümünün ardından olacak.' Rzami, aldığı derslerden hatırladığı kadarıyla merhametin ne olduğunu bulmaya çalıştı. 'O bütün güzel duyguların büyüklerindendir. Her duygunun anası sevgidir. Merhamet de şefkatten sonra gelir ve o annenin ikinci çocuğudur. Merhametin ölümü insanın sonunu getirecek.' dedi Zaman Yapan

 

Bir çember çizdi. İçinden insanın sonunu hem gösterdi hem anlattı.

 

'Dünyadaki bilim insanları sıklıkla uzaya radyo frekansı yollarlar. Bir gün o radyo frekanslarına başka bir gezegenden yanıt alacaklar. Hangi gezegen olduğunu bilmene şimdilik gerek yok. Oysa frekansın dünyadan yollandığı zamanla uzaylıların o frekansa verdiği cevabın ulaşması arasında çok zaman geçmiş olacak. Dünyayı mafyalar ve çeteler kendilerine şirket diyerek yönetmeye çoktan başlamış olacaklar. Mafya ve çetelerden oluşan dünya yöneticileri, bilimi çoktan kendi pis işlerini yapsın diye bozmuş olacaklar. Ve gelen frekanstan , dış dünyada başka canlıların olmasından çok korkacaklar. Korkanlar ne yapar?' diye sordu. Yanıt beklemeden cevapladı. 'Korkutur.'

 

O sırada çizdiği çemberin içinde bir kadın elinde bir kundakla bir kapıdan hızla çıktı. Kapıyı ardından açık bırakmıştı. İçinde ölü bir kadın ve çevresinde başka kadınlar vardı. 'Ölü doğdu!' diye bağırıyordu kapıdan çıkan kadın. 'İnsanın son bebeği de ölü doğdu. Umudumuz ölü doğdu.'

 

'Uzaya yolladıkları frekansa cevap verenler hiç gelmesin diye, dünyayı yöneten mafya ve çeteler ne kadar vicdansız olabileceklerini göstermek için bir erkek çocuğu ve bir kadını seçecekler. Onları kapının girişine 'Merhamet' yazdıkları odaya hapsedecekler. Akıllarınca merhametin uzaylılarca bilindiğini düşünecekler. Merhamet diye bunu yapan dünyalılar kötülükte neler yapmaz diyecek onların akıllarınca uzaylılar. Anlatsam, var olduğuna inanmayacağın kötülükleri o erkek çocuğunun ve kadının üzerinde uygulayacaklar. Her bir çığlığı ve acıyı frekanslarla kaydedip, üzerine vicdan yazdıkları bir aletin yardımıyla uzaya gönderecekler.'

 

Çemberin içinden bir masa görünüyordu. 'Her şey o çocukla kadını öldürünce başladı.' diyordu bir adam. Başka bir adam yanıt veriyordu, 'O günden sonra doğmadı insanlardan bir çocuk.'

 

'Kendimi evrene katarken her yere eşit katmadım. Kimi zaman yoğunum kimi zaman dağınık.' dedi Zaman Yapan. 'Dünyadan yollanan frekansların ulaştığı gezegende de öyle. Dünyaya açılan bir mağara keşfettiklerinde 'Merhamet' denilen frekans ellerine yeni ulaşmış olacak. Bin pişman olacaklar dünyaya cevap verdiklerine. Korktukları için değil, iki canlının ölümüne sebep oldukları için. Mağaranın ucundaki dünya ise henüz onların cevap olarak yolladığı frekansın alınmadığı zamanda olacak. İçlerinden bir canlıyı yolladıkları frekansın iletilmemesi için oraya yollayacaklar.'

 

Çizdiği çemberin içinden sesler geliyordu. 'Artık kaybettiniz dilediğiniz zulmü yapabilirsiniz.' diyordu elleri bağlı bir genç kadın masadakilere. 'Kötülük ede ede, var olma hakkınızı kaybettiniz.'

 

'Kolunda merhamet yazısıyla bir mağarada uyanmış olarak bulacak olan uzaylı, hiçbir şey hatırlamıyor olacak. Onu görenler mağarada bir canavar var sanacak. Hiçbir şey hatırlamadığı için o da kendini canavar sanacak ve kolundaki merhamet yazısına tezat kötülükler yapacak.'

 

Rzami afallamıştı. Zaman Yapan hiçbir şey söylemedi başka. Sildi çizdiği çemberi. 'Bütün bunları neden anlattın?' dedi Rzami. Zaman Yapan gülümsedi. 'Çünkü o uzaylı gezegen senin tasarımın olacak. Okuduğun bir kitaptan etkilenip Martigler'i ve onların yaşadığı gezegeni oluşturacaksın. Ejderha Yapan Rzami İsim Verme Töreni'ne stajın bitince katıldığında, sana verilen kökleri onlardan bir tane tasarlamak için kullanacaksın.'

 

''Bir Rzami, stajını bitirinceye kadar isim alamaz. Stajının ardından Ejderha Yapan Rzami'nin onlara isim verdiği törende ilk köklerini alarak bir canlı oluşturmalı. İsmini de bu törende alır. Ejderha Yapan Rzami, Beş İlk ve Büyük Rzami tarafından, ejderha gibi evrenin en asil canlısını oluşturduğu için her Rzami'ye isim vermekle ödüllendirilmiş ve görevlendirilmiştir.'' Staj ve Yükümlülükleri kitabından Hazırlayan: Rzami Eğöğdüren

 

'O törende Martig Yapan ismini verecek sana Ejderha Yapan.' dedi Zaman Yapan. 'İleride İnsan Kurtaran Rzami olarak anılmayacaksın, çünkü benden başka kimse bilmiyor bunları. Senden başka da kimse bilmeyecek, çünkü anlatamazsın bunları. Ama bilmek istersen diye düşündüm, anlattım tüm bunları. Nasıl yapacağını neler yapacağını ise kendin düşünmelisin. Kendin tercihlerini yapmalısın.' Ardından gitti.

 

Rzami şaşkındı. Hiçbir şey söyleyemedi, çünkü öğrendikleri yüzünden dili tutulmuştu. Öylece kalakaldı.