ben daha iyi bir insan olacaktım sözde.

sevmeyi öğrenecektim,

ağaçlar ve çiçeklerin yüzlerine benzeyecektim.

günleri sayacaktım-bitecekti.

bir an gelecekti, hissedecektim.

geçip gittiğini duyacaktım,

bir sesi tanır gibi iyileştiğim yeri kutsayacaktım.


hepinizin arasına karışıp sinmeyi ne çok bekledim,

o kendini bir saat gibi tekrarlayan cadde ışıklarından birine ait olmayı.


ne olduysa böyle beklemekten oldu,

herkes olmayı kendim olmaya yeğledim.

yavaş yavaş sararmış bir dar ağacına benzedim,sonra,

inandığım için benzedim.


bir ölüm sarardı yapıştı gözümün içine-kazıdım,

içine gömüldüğüm yerler aşındı-

sığındığım yerler enkazlaştı,

üstüme kapandı.

en sevdiğim sesleri bile unuttum.


nereye gitsem adımında yoruluyorum, ağrıyorum.

bir yerim

yok

merhemim

yok.


çoktan gömüldüğümü kabullenme vakti midir?

hep umut etmenin verdiği keskin ayazda

sanki. yoktum. bir hiçtim. bir ağıttım annemin dilinin ucunda.


ne rüya görmeyi bilirim,

ne bir gece davetinde parlamayı öğrenebildim.


ellerimde fazlası olsun isterdim yakışamamaktan,

bu defterden bu kağıttan başka şeyler,

bir mum ışığını da olsa görebilmek mesela,

kendime yetecek kadar bilsem bile yeterdi yeniden başlamayı.


bu kıvranış sonunda benim felaketim olacak.

söylemiş oldum bir kere artık, 

kendi ellerimden bile medet ummayı bıraktım.


gelecekten bahsetmenin vakti değil,

boş ve cezasız umutlar yeşertmenin de.


zaten ne faydası olacak biraz daha anlatsam-

içimde kalan son sözleri

çoktan

bir

uçuruma

söyledim.