"Hepimiz yetişkinmiş gibi davranan çocuklarız. Tek başımıza kaldığımız zaman dünyanın en saçma şeylerini yapıyoruz. Hepimiz yetişkin olmak zorunda bırakıldık. Şakalaşmayı, dövüşmeyi, dil çıkarmayı, gıdıklamayı, çocukça bulduğumuzu söylüyoruz. Ama aslında en sevdiklerimizle bunları yapıp çok eğleniyoruz. Kendi ürettiğimiz düzende yine kendi ürettiğimiz kalıplara kendimizi sokmak için debeleniyoruz. Hayat bu kadar zor değilken kendimize zorlaştırıyoruz. Sevdiğimiz şeyi yapamıyoruz. Neden? Çünkü saçma. Hayır işte saçma değil ve bunu kimseye anlatamıyorum. Ben resim yapamıyorum ama yapmayı çok seviyorum. Benim resim yapmam kimisine göre saçmadır ama neden saçma işte ben bunu anlamıyorum. Sadece robot gibi oturup üstümüzün bize emirler yağdıracağı bir hayat mı mantıklı olan? Eğlenmek, mutlu olmak, altına s*çana kadar gülmek, şakalaşmak neden saçma veya çocukça? Hanımefendi veya beyefendi olmak çok sıkıcı ve bu şekilde olmak zorunda değiliz. Sorumlu olmak zorunda değiliz. Sabaha kadar içip sarhoş olup ertesi gün yapman gereken işleri ertelediğin zaman çocuk gibi davranmış olmuyorsun. Hala yetişkinsin. Korkma. Arada bir 'çocuklaşmak' seni tedirgin etmesin. Bu hayatı dilediğin gibi yaşa çünkü..." Diye düşünmeye başlıyorum sonra diyorum ki yine ne anlatıyorsun kendi kendine, yat zıbar yarın 9.30'da dersin var.