Süslü bir giriş yapmadan konuya direkt gireceğim, kabalığım için kusura bakmayın. Çünkü son zamanlarda kafam o kadar dolu ki iyi bir giriş yapmaya çalışırsam muhtemelen yazacağım şeylerin çoğunu unutacağım. Hatta belki de bunu yazana kadar bile pek çoğu uçtu gitti.


Bazı zamanlar vardır (bazı insanların hayatının tamamı böyledir, belirtmeden geçmeyeyim.) etrafınızdaki herkes tonlarca hata yapar, siz bunlardan hiçbirini dile getirmez, görmezden gelirsiniz. Fakat onlarınkine kıyasla ufacık bir hata yaptığınızda bir önceki durumun öznesi olan insanların gözünde o hata büyür büyür, kocaman bir mesele haline getirilir. İsterseniz Sokrates'in savunmasını yapın yine haklı çıkamazsınız. Çünkü karşınızdakiler sizin söylediklerinizi değil, kendi duymak istediklerini duyarlar. "Biz seni biliyoruz zaten, sen şöylesin, böyle düşünüyorsun." Kafalarında kodlamışlardır. Her hatanızda çok kolay bir şekilde sizi etiketleyebilirler ama bunun karşılığında "Sen de aslında şu konuda yanlışsın." diyemezsiniz. Söylenenlere ses çıkardığınızda eleştiri kaldıramayan kişi konumuna düşersiniz fakat aynı ifade özgürlüğüne siz sahip değilsinizdir. Nispeten sessiz biriyseniz bu ve benzeri durumları daha fazla yaşarsınız.


Hele karşınızdaki kişinin, zamanında size bir iyiliği dokunduysa durum daha vahim bir hale gelir. Size ne yaparlarsa yapsınlar asla ama asla karşı çıkamazsınız, çıkarsanız nankör ilan edilirsiniz. Belki bu durum size de bir yerden tanıdık gelmiştir, bilemiyorum.


Psikoloğa gitmeni telkin ederler fakat dünyanın en iyi doktoruna da gitseniz, o insanların yanında yaşamaya devam ettiğiniz, her hareketinizi eleştirmeye, aynı tavırları sergilemeye devam ettikleri sürece asla iyileşemezsiniz. Çünkü kimse kendi kendine psikolojisini bozmaz. Çevrenizdekiler bu yaşınıza kadar insan gibi davranmış olsalar (burada özellikle aile bireylerinden bahsediyorum) zaten bir sorununuz olmayacaktır. (Sonradan ortaya çıkan sorunlar için bunu söylüyorum, doğuştan gelen rahatsızlıklar bunun dışında olabilir.)


"Artık çekip gideyim, kendi hayatımı kurayım." şeklinde düşünür, bunu kendi kendinize pek çok defa dile getirirsiniz fakat sadece söylenmekle kalırsınız. Ekonominin de böylesine kötü olduğu bir dönemde yılana sarılmaktan başka çareniz yoktur. Burada yılan benzetmesini insanlar için değil daha çok durumlar/olaylar için kullanmak istiyorum. Daha iyi bir konuma erişmenin mümkün olmadığı durumlarda, içinde bulunduğunuz yaşam şekli ve bunun getirilerine, kısaca ne kadar ters yöne olduğunu da düşünseniz bir noktada akışa teslim olmak durumunda kalırsınız.


Bu yazıda cümlelerim genel olarak çok dolaylı, muhtemelen okuması da aynı oranda sıkıcı ve zorlayıcı olacak. Sebebini şu sıralar ruh halimin de bu şekilde olduğunu dile getirerek açıklayabilirim. Yazmak istediğim pek çok şey var ve sanırım yazmak istediklerimi kısaca " İnsanları sevmiyorum." diyerek özetleyebilirim. Bunu okuyan kimse lütfen kişisel algılamasın, insan olma durumunu sevmiyorum, misal kendimi de sevmiyorum yani sorun tamamen bana ait. Yoksa siz mükemmel varlıklarsınız, dünya sizin etrafınızda dönüyor, canlarım benim.


İş bulmak, geçinmek, insanlarla anlaşabilmek, yaşamak çok zor. Hayalleri gerçekleştirmekten bahsedemiyorum bile. Kendimi genel olarak hayalperest olarak tanımlasam da böyle bir ortamda pozitif olmamı bekleyen yani sadece benim değil etrafındaki herkesin pozitif olmasını telkin eden insanların benden çok daha hayalperest olduğunu düşünüyorum.


Mutlu eden zamanlarda gayet güler yüzlüyüm, komik bir durum varsa kahkahalarla gülerim, hiç çekinmem. Fakat ne yazık ki içinde bulunduğum durumun farkındayım ve bırakın da iyi bir şey olduğunda verdiğim doğal tepkileri kötü şeyler yaşadığımda da verebileyim. Üzülebiliyorum, mutsuz olabiliyorum, ağlayabiliyorum, şikayet edebiliyorum, yanlışa yanlış, eksiğe eksik diyebiliyorum.


Her şeye rağmen sürekli mutlu görünmeye çalıştığınız için nasıl ki size polyanna vb. lakaplarla seslenmiyorsam siz de lütfen yaşadığım olaya doğal tepkiler verdiğimde bana hiçbir şeyin kıymetini bilmiyor yakıştırmasını yapmayın. Eminim ki size kıyasla pek çok şeyin kıymetini daha iyi biliyor, pek çok zorluğa daha fazla katlanıyor, pek çok küçük olaydan daha fazla mutluluk çıkarıyorum. Sırf bunu yeterince belli etmiyorum diye lütfen beni suçlamayın. Çünkü ben de diğer tüm insanlar gibi sadece kendim olarak ve kendim için yaşıyorum. Davranışlarımı gerçekleştirme nedenim hiç kimseye bir şey kanıtlamak, şov yapmak vb. değil, sadece kendim için çünkü bu hayatı sadece kendim yaşıyorum. Kimse bir gün olsun benim yerime geçip benim hayatımı yaşamıyor veya ben kimsenin yerine geçip onun hayatını yaşamıyorum.


Ayrıca bir insanın sessiz olması onu değersiz kılmaz. Sizin yanınızda sessiz olması onun yeri geldiğinde veya kendini rahat hissettiği ortamlarda konuşamadığını ifade etmez. Avaz avaz bağırıyorsunuz, bu durumdan bir gün dahi şikayet etmiyor, bunun için eleştiri oklarını size çevirmiyorsak lütfen siz de aynı kibarlığı diğer insanlara gösterin. Biliyorum siz en iyisisiniz, kurşun işlemez benliğinize fakat bir gün de başrolü siz olmayıverin bu hayatın, yorulursunuz. Bir defa da siz yönetmeyin insanları.


Hepsi işe yaramaz bunların biliyorum, sizin gibi olamıyorlar. Hayat amacınıza ulaşmışsınız, hayatınızdaki iyi şeyler asla şans değil, diğer insanlar yeterince çalışmadığı için başaramıyor hiçbir şeyi sonra da şikayet ediyorlar. Ah bir sizi dinleseler, keşke bir kağıda yazıp verseniz bu insanlara. Şu olaya nasıl tepki verecek, burada nasıl davranacak bir öğretseniz bizlere. Sizin gibi yol göstericiler olmasa hayatımızda nasıl yaşardık? Halimiz ne olurdu? İyi ki varsınız şahane insanlar, annemizden emdiğimiz sütü burnumuzdan getirmeye devam edin, biz bunu hakediyoruz.


Zayıf insanlarız biz, psikolojimiz bozuk, kafamıza takıyoruz, karşımızdakini insan sanıp oturup dinliyor, anlamaya çalışıyoruz. Halbuki kendi doğrularımız olsa tıpkı sizin gibi, dışına çıkanı hain ilan etsek. Kendi başarımız dışında elde edilen tüm başarıları küçümsesek. Bir insanın başına kötülük geldiğinde onunla empati kurmaya çalışmak, teselli etmek yerine anlamadan dinlemeden suçlasak onu. Başaramadın desek, başardım dediğin her şey şanstı, sen aşırı şanslı bir insansın ama şanssızlık dediğin her şey aslında senin başarısızlığındı.


Ah be niye sessiz bu insanlar, niye konuşmuyorlar yanınızda? Bir konuşsalar ne güzel olurdu söyledikleri her kelimeye bir kulp bulmanız, düşündüğü her fikirle alay etmeniz. Hepsi zayıf, negatif, kıymet bilmez, nankör ve hain. Çıkarmayın kafanızı topraktan, böyle iyisiniz, güzelsiniz, mükemmelsiniz. Buraya yazmak yerine yüzünüze söylemek isterdim fakat kendi kendine konuşmaya alışmış bir insanı pek de ciddiye almazsınız. "Psikolojisi bozuk bunun, kafasında kuruyor, bir de nankör, işe yaramaz, kafayı yemiş."