bir ihanetin cesedi üzerinde bıraktım son sevgimi

bir banyoda savaşımdan vazgeçtim

sana şakayık ve laleler getirdim, 

nehirler ve ırmaklar

sıcak kucaklar, zaman zaman sıcak uykular

bana yok oluşlar ve boşluklar kaldı reva görülen 

ben senin savaşında namludan çıkan ilk kurşundum,

menzilde ilk adım 

bile isteye ablukaya aldığın sakat yüreğim

yavru bir köpek gibi sahiplendiğin kırık ruhum

günün sonunda öptüğün yitirilmiş dudaklarımdı hep.

bana beni sevdiğini söyle.


bir kabusun içinde var ettiğim kalbimi,

uğruna hiç ettim başka bir uykuda.

sana çağlayan bu nehirde boğuldu sesim,

bu nehirde seni doğurdum her gece

çekilen kanım senindir, al

bu dudaklar başkasını öpmez senindir, al

bu ruh tekrar dirilmez senindir, al

bana beni sevdiğini söyle.


ıslak bir bankta kaldı öpüşler,

sıcak kahveler, izmaritler

hepsi senindir, al.


kızıl ormanlarında yandı hiçliğim

varım sanırken azar azar eksilmelerim.

defalarca öldüm sandım 

bir sana yıkıldım

bana beni sevdiğini söyle.


seni tanrı bilip adını göğsümde taşıdım.


kor dudaktan dökülenlere inanışım 

efsunlanmış sözlerinin ayıbıdır,

bu inanç senindir, al.


beni bir kabanın cebinde unuttular tanrım,

yaz geldi, sümbül salındı.

sahte peygamberlere inanan aciz yüreğimi,

göğsümdeki yıkım sancısı;

bir daha kez daha acımayacak olan ruhumun sızısı benimdir,

affet