Sahra, ey gönlümün güneşi

Bahçelerimin sarardı yaprakları sen parlarken

Kadim dostlar gibiydi gönüllerimiz tenimde

Donmuş yüzümün harlanan ateşi


Al sesimizi duyur taş sanma kalbini

Köyleri ülkemin kalabalıklaştı sevginde uyurken

Buğday çehrenin özünü içer kalbim göğsünde

Şarkılarımda incinmiş sevgilinin elleri


Berrak sularından içtim yaktı içimi

Tahtım avuçlarından kayarken

Gözlerinin eşi bulunmaz güzümün ezgilerinde

Dağlara yükselir güneşim gözlerin örter üzerini


Al telaşımı savur yeryüzüme yapraklar gibi

Kayalıklara sor görkemini gecelerime karışırken

Uzattım parmaklarım tanışmadı medeniyetinin özleminde

Yalvarır yakarır sesim kurutma güllerimi