İstanbul şehir olmayı bırakalı çok oldu.
Ben insan olmaktan vazgeçeli asırlar oldu. Kıyasıya yarıştaydım.
Ben en çok İstanbul’da sevmiştim, büyümüştüm, ölmüştüm.
İlk öksüzlüğüm İstanbul’daydı, sonra iki üç beş sekiz.
Hep kucağındaki öksüzdüm işte. Annesizdim en çok kimsesizdim.
Annemki anneydi işte.
İstanbul da anneydi.
Saçlarımı taratalı şehir küsmüştü.
Ben en çok mavisine yapışmıştım. Bakarsan Haybe!
Delikanlı kadındım.
Fazla gürdü sesim.
Hayır şehir de bi fiyakalı sorma.
Sorma sormayın zaten koptu bir şey. Ağzımın tadı kaçtı, yenildim.
İstanbul kıkır kıkır güldü.
Lanetime saldım.
Şimdi şehir de anne de değil. İyi hırpalamış bir şımar işte .
Çarpık kentleşme, modernleşme kentsel dönüşüm falan derken hiç İstanbullu olamamışım zaten.
Ben kendimi Boğaz’ın ortasında bir martıya yem edeli çok oldu.
Numarası yok artık ışığı söndü. Prangalarımı çöz artık
Şahsım.