İkinci el duyguların imalathanesiydi bu yüzyıl.

Ayılamamış geceler, gelecek en karanlık sabahların elçisi miydi?

Sahnelere bölünüp bir bütün oluşturuyordu geçmişlerimiz, 

Geleceklerimiz ise henüz bölünmediği için muamma olarak kalıyordu.

Zamanı yarıyorduk, gündelik dertlerimizle.

Ruhumuza en son ne zaman kulak vermiştik?

Zamanı yaşıyorduk, takvim yapraklarının peşi sıra.

Odamdaki perdeler en son ne zaman açıldı, hatırlamıyorum.

Ne zaman açıldı göz kapaklarımız kendi hayatımıza?