Sanatın kanayan yarası addedilen, oysa biz insanların sonunu getireceği muhtemel “sanat yabancılığı”, günümüzde tartışmaya en açık olduğum fakat tartışacak çok az insan bulacağım bir konu zira herkes haletine o kadar aşina ve başka bir yol olmadığına o kadar inanmış ki "Bir ihtimal daha var." derken Hamlet aracılığıyla Shakespeare 21. yüzyıla kadar taşıyamamış diyeceğim öngörüsünü; yanlış olacak, yanlışa da açığım abese de. Absürt de kabulümdür "Ne alaka!" tepkisi de… Yeter ki bu yok sayılan "sanat, ruhun ihtiyacı" konusu da hiç yoktan alınsın yarın yapılacaklar listesine. Aksi üç noktadan medet uma uma, nafile boşboğazlıklara tutunacağımız günler… Gelip geçici, dünü bittiği anda silici… Sanat bitmez baylar, bayanlar. Sanat kimleri kimleri yaşatıyor, kendine de yer bulur onların yamacında, biz biteriz. Korkarım, biz bitiyoruz...
Sanattır Giden Ellerimizden
Yayınlandı
Gizem K.
2022-01-13T11:32:06+03:0021. yüzyıl sanat manifestosu! Tebrikler.
can sarıtaş
2022-01-12T18:17:40+03:00Benim bir roman fikrim var, kalemine güvenen pekala çalabilir bu fikri. Basitçe şöyle: Sebebi belli olmayan bi şekilde "sanat" kavram olarak bu evrenden siliniyor, geçmiş de dahil olmak üzere. Kimse sanatın ne olduğunu bilmiyor böyle bir kelime dahi yok ama hatırlayan tek bir kişi var, romanımızın kahramanı. Uyanıyor ve bir bakıyor ki yataktaki çarşafların deseni yok, komidisinin tutacağının oymaları yok odasının boyası yok düz sıva, allah allah deyip pencereye yanaşıyor ne apartmanların rengi var ne de arabalar eskisi gibi, hepsi motordan ve şasiden ibaret, her yer sessiz. İşte bu kahramanımız sanatı hatırlayan tek kişi olarak uyanıyor sanatın en vasatının, en ücra türünün bile olmadığı bir dünyada.
Rana Sezgin
2022-01-12T17:30:01+03:00Daha da uzun tartışsanız beğenerek okurdum. Güzel bir yazıydı. :)