bir gün aldım tahta sandalyemi
düşündüm
şuracıkta zincire vursam kendimi
ya da dünyayı mı kurtarsam
örgü mü örsem çocuklarıma
yoksa sallansam
sabah ettim geceyi
gün doğdu başladı kuşlar cıvıldamaya
nereye konsalar sandalye tabi
kolay onlara
nefret ettim kuşlardan
bir parmak hayvanla
aramdaki tek fark altı bacak
türkülerini söylediler
giderken birisi yanaştı yanıma
bir masadaki ekmeğe baktı bir bana
sevmiyorum dedi borçlu kalmayı
insanoğlu bir tuhaf
sır vereyim sana karşılığında
çabuk söyle dedim işe gideceğim
hayat dedi sandığından daha komik bir şaka
oturup bini düşünüp seçeceğine
biri yapsan sen de gülerdin aslında
bir ekmek kırıntısındansın
bunu fark edince korkar kuşa kızarsın
ben hiç sana demem ama
vay be insan ne sıcak bir yataktasın
ekmek de bayağı varmış son bir tavsiye
daha fenası bu geceden
gündüzünde saatini satıp parayı
ekmeğe sandalyeye vermen
bir hal çare bul şuna
ne zaman gelsem yere bakar dudakların
zaten ekmek de hep bayat