I


yakaladım, üç günüm olma.

gül, sürgünüm olma.

yakaladım.

kurtardım gölleri gözlerinden.

yakaladım, kaçkınım olma.

hezeyana ayak bastım. kim var?

hezeyan kaçkınım oldu.

hengameye yaklaştım. sen, suçum olma.

böylesine hicaz tanrısı, böylesine dindar,

böylesine yangınken cennetim olma.


yakaladım, bileğin ve ben biziz artık.

üzgünüm olma. yüzünde o sarkık,

alabora ifade, boğulan gözyaşlarınla

yakalamışken yaşayışını sanrım olma.

haşin kuytunda, koltuğumda kitaplar

katili miyim bu çevirimin?

yakaladım.

çehreni tuttum.

güneşi,

gözyaşlarında kuruttum.


II


çapulcu, bize pabuç bırakmazmış.

can duvarlarına ne varsa astı.

yangında kül bırakmadı.


ve ben yakalandım

yakalandığımla kalmadım.

bileğim ve sen artık biziz.

ben, bir başkası...

ve siz:

bileğimle beraber nabzımın katilisiniz.


kaçkının olacak 

cennete bastığım her adım,

ki ben ölsem de

öldüğümle kalmadım.


III


dünya; bana doğru yürürken,

kelimelerini seçerken belimdeki kuşaktan,

titreyip erimek isteyen kalbim

kuşatıldı bir şehir gibi uzaktan.


üçtü yandığım gün sayısı,

yaktığım gönül lifleri üçtü

ve üç kez bıraktım yükü.

kasvete boğdum her yeri.

yükün kıvrılıp bırakıldığı zaman

bırakıldı yük, kıvrıldı zaman.

tersine dönen dünya askerleri

kayboldu benim pervanemde.

kuşlar yine uçtu,

kuyruk avcıları kanat avcısı olsa da.


hak kazanan nadiriyet kanımdan akıştı.

hayal meyal ben de oradaydım.

bağsız kuyumlar uçuştu, kaçıştı.

gördüm, kainat benden daha kör.

gördüm, kainat kanımdaki akış.


dünya, cebinde dünyalar taşıyan

benden kelimelerini seçti.


IV


çözüldü ruhumun ince çizgileri

yazdıkça karşı koyan çizilmeye

doğuran taşlara söz geçirip

yaradana kıyıldığı günde

sürdüm çepher sarılarını göğsüme

ellerim yüzünden kaydı göğe

kıydı yüzüne gülümseyiş

serzen harap et uç

uç ki yorulana düşene kadar

uç ki avuçlarımdan sarksın saçların

uç ki doğurup günaha yine giren

saklı kalan cereyanında saçlarını saçasın

uç ki doğuran ellerimizi

kahreden kurşununa ömrümün

saçık taşlardan kaçasın


külliyatımda yalnız tek satır,

sıralanmış ölümlerin ardında duran

kan boşalan her sevişmede

yanınca alnım cayır cayır 

solup dizlerime uzandığın zaman:


kahır ki sevgilim deryan kahır.


V


iftiradır yalanlarıma döküldüğün pazar geceleri

yalandır kula kul olma öykülerim

biraz olsun taviz verseydim düşlerimden

biraz da olsa olsaydım zebercet

iftirama göz yumardım

intiharım sürmezdi ayların süregeleni

büyürdü ağaç yağardı yağmur kopardı kıyamet

atardamarımdaki dinmezlik kurtaramazdı

yıllar yılı koyulaşan hırsımdan beni

bencilliğim tükeniyor katlim karşısında

işte bu ayların süregeleni

iftiradır

çünkü kördüğüm olmazdı bileklerim

bilirim kuytuma düştüğün her gece yalan

biraz söylenmek bahanesi beni alıkoydu

aldandım dudaklarının ıslaklığına

aldandım ama ben aldanmazdım zira

güneşi bekleyen gözlerin belli ediyordu 

sevdiğin yalan, sevdiğim iftira