Gece oldu. Şarap kadehime döküldü. O uykusundan uyandı. Yanımda değil ama hissedebiliyorum. Su içmeye kalktı ve hafif adımlarla mutfağa yöneldi. Ben gece lambamın ateşini seyrettim. O suyunu içti ve tekrar uykuya daldı. Kalem önümde belirdi yanında bir sayfa ile beraber. Yazmalı mıydım? Yoksa yazınca büyüsü mü gidecekti... O yine uyandı. Sabah olmuştu. Ben uykuya daldım. O kahvesini demledi ve sigarasını yaktı. Kulaklığını takıp okula doğru yola çıktı. Yolda düşünceleriyle çelişti ve kendini alkışladı. Biraz küfretti, sonra küfretmenin ona yakışmadığını fark etti.
Gece oldu. Şarap kadehime döküldü. O uykusundan uyandı. Yanımda değil ama hissedebiliyorum. Su içmeye kalktı ve hafif adımlarla mutfağa yöneldi. Ben gece lambamın ateşini seyrettim. Sabah olmuştu. O kahvesini demledi ve sigarasını yaktı. Bugün evdeydi. Kitabını raftan aldı ve okumaya başladı. Evi temizledi. Kendiyle baş başa kaldı. Yemek yaptı.
Gece oldu. Şarap kadehime döküldü. O uykusundan uyanamadı. Çünkü artık yoktu. Geceler boyu, onsuz nasıl yaşarım, demiştim ve bunu başardım. O bir daha kahveyi demleyemedi ama ben her gece onsuz yaşamanın verdiği dem ile şarabımı yudumladım.