İstemiyorum yahu sevgini.

Kamberim ve küstahlığa bak, düğünüm de, aramıyorum dengimi.

Tuzlu suya koyulmuş patlıcanın acısını alırsın da geri veremezsin ki suya feda ettiği rengini.

Sancımıyorum, sanmıyorum da geri istediğimi gözümün ferini.

Ölü damadın orospu gelini.


Sarmalar yaptım bugün, yattım yaprağın üstüne yuvarlandım. Baş döndürücü bir lezzet.

Beni de bilecek damak bulunur elbet.

Manikürüm, pedikürüm buruştu ama pişmek buna değer hayatım.

Didişmek, kendimle, tatlı tatlı. Tansiyon nasıl yüksek. Camı bile açmayız, hava durumuna bakmayız. Dikkatliyim artık.

Her yağmura soyunmak olmaz bilirim de güvenmem bildiğime.

Severim, bak onun keyfi bambaşka. Ama sırtımı yaslayacak değilim sevildiğime.

Yürek dediğin yeniliyor galiba kendini, yeni yaşın tanımıyor bir öncekini.

Seneler sonra gözümü açmış gibi bir halim var. Sevinemedim bile dirildiğime.

Omzumdan toprağı sildim. Kalktım, üstündekinin rüyasına girdim.

Dedim ya benimsin, ya da yarı canlı.

Diğer yanında parazit gibi sürüneceğim, sayemde dünyayı gezecek ve bulamayacaksın da dermanı.

O ilk tokalaşma zehirdir bazen. Çamaşır suyuna yatırsan silemeyeceksin elinden elimi.


Her gecemiz daha karanlık ve daha serin.

Daha sesli, dışarıya sağır.

Ne patronun azarı, ne el oğlunun nazarı, ne gururun kesebilecek bu evden ayağını.

Gözün gözüme hep daha hevesli.

Annenin bir taneciği ve en yakın dostu, günlerdeki iftiharı. Benden sonraki adayın henüz başlamadan intiharı.

Çok gülecek, daha çok içecek, en çok biz bileceğiz bizi.

Birbirinden habersiz dinleyeceğiz yan yana uyurken nefesimizi. Sesler duracak.

Yan yana dizi izlerken, çamaşırları asarken. Bir ortak arkadaşın düğününe gitmeden kapıda birbirimize bakarken o hayranlıkla.

Kahvaltıda, üst demliğin altını diğerine silerken bacağına damlamasın diye, göz göze geldiğimizde.

Sesler duracak.

Her cümlemiz nokta yerine "vardım, sana erdim" ile bitecek.

Sona erene dek.


Nefretin sırnaşık olanını severim, biliyor musun? İki cilve üç cümle, beşinciye düşman olacağız seninle.

Adımı küfürsüz anmadığın ama peşine o sigarayı yakmadan edemediğin birkaç yıl hediye edeceğim sana. Unutulmaktan hoşlanmadığımı söylemem gerekmeyecek.

Masaya uzun uzun bakacağız dertleştiğimiz insanlar hiçbir şey bilmedikleri bu bağın kritiğini yaparken karşımızda, iyiliğimiz için hep.

Bilindiğimiz için, sözde.


Sonra sen biraz daha uzun süre bırakmaya başlarsın bulaşıkları tezgahta.

Ağlamazsın, ya da denersin, yeri yok ya hani delikanlılıkta.

Neyi yanlış yaptığını düşünürsün durduk yere, durmaz gerçi. Mesai ortasında.

Bulduğun hiçbir cevabı da kabul etmezsin.

İkimiz için de daha kolay bir diğerini suçlamak, iyileşmeye zaman harcamaktan.


Geri kalan zamanda neler yaparız neler.

Sarma, mesela.

Annen burada olsaydı keşke. Bilirim, çok sever.