Savaş, yıldız, ay ve gece.

Kelimelerin ilerleyişi ise hece hece.

Kalemin sahipliğinin iddiasında olan ise

Avrupalı(!) diye biliniyor, bazı kimselerce.

Mümkün müdür Avrupalı olmak?

Üç öğünün üçünde de Şark'tan beslenene.

Şark demişken, Türkçe karşılığı Doğu.

Bölge olanından değil, tıynet olanından.

Ezilmişlik kompleksi ile uyanan

Ve bunun idrakinde olmayan bir Doğu.

Sorabilirler, nerededir Doğu?

Sınırlarının rastgele çizildiği,

Topraklarında silahların yeşerdiği,

İnsanların füze bulutlarında gölgelendiği

Ve çocukların dedeliğe erişemediği her yer.

Sebebi ise bu zulmün,

Yer altına gizlenmiş kara altının bölüşülememesi

Daha önce hiç böyle bir soru sorulmadı.

Toplumlar uyumayı sever mi?

Gerçekten severler mi?

Sevmese kalmazdı hiçbir zalim.

Değiştiremez mi bu kaderi onca âlim?

Evvela âlimleri bulmak lazım.

Ölümlerin uzak olmadığı bir yerde,

Düşüncenin yeri yoktur serde.

Her gün ölmeyi kanıksamış bir ben.

Dağların kağıtlar gibi dürüldüğünü

Ve denizin yüz derecede kaynadığını görmeden

Yaşanılan her an sanki bir an cehennemden.

Savaştan sonra aynı kalmaz.

İnsan, değildir sadece ölen.

Düşünce, bitki, tabiat ve hayvan.

Kalanlar yok mudur? Vardır elbette.

Onlarda olmaya hazırdırlar,

Zihin ve bedenleriyle savaşa hazırlananlardan.