Biriktirdiğim kırılmışlık yığınını

tahtım zannedip

yenilgiler bana

uzak olur sandım.



Ruhumun içindeki kayıpların çığlığına

kulak veren olmadı

ağlak melodilerle bütünleşip

çığlıkları fısıltı kabul ettim.

Bir şey için her şeyden vazgeçmek payıma düşen

ya da hiçbir şeye denk düşememek,

aydınlık sözcüklerimi

karanlığa bırakıp terk etmek.



Neşeli şarkılarla eşlik ettiğim

sevgi bağlarımı

sessizliğe gömdüğümde

değiştim.

Vedalaştım tüm masum parçalarımla,

saydamlığını yitirdi renklerim,

bulanıklaştı tüm bakışlara.



Yaşam düşüm sarıp sarmalayamadı beni,

göğsümün ortasında duran

kıyametin yanına

hangi hâyâl kırıklığı

hangi endişe eşlik ediyor,

ne var derinde


...


Bakmak isteyen

bir çift kör göz bile

bulamadım.



Ruhumdan esirgenen tüm iyilikleri

aldanışlarımın korkunç yüzüyle beraber

benliğimden uzak bir yerlere

sakladım saklayabildiğim kadar.

Kendime, en derinime bakma arzusundan

köşe bucak kaçabileceğim

tek bir an yokken

reddedişlerle avunabileceğim

sessiz tenhalıkta

kayboluşumu aradım.