Zorunlu bir duraksama mı?

Yoksa gönüllü bağlanmak mıdır?

Şehir ve insan neden bütünleşmiştir?

Göçmen kuşların keyfiyetini yaşayamaz insan

Kanadının birisi rehindir şehirde

Bir şehri sevmek,

Özlemek,kırılmak,

Fatih gibi bir şehre sevdalanmak

Veya bir gece karanlığında hicret etmek,

Gönlünü bırakarak geride...

İnsan neden sever ki bir şehri?

Neden bir şehrin ismi insanın yüz ifadesinde sorulan suallere en doğru yanıtları verir...

Belki de insan şehre karşı yalancı olamaz..

Belki de en yakın dostudur şehir...

Tual ve boya gibi

İz ve gölge gibi

Su ve ebru gibi

Bu şehrin en çok üstgeçitlerini sevdim ben

Her gece biraz çakırkeyf

Biraz asi

Biraz şairimsi

Giden arabalara

Uyuyan insanlara

Ve kayaları döven dalgalara

Avazım çıktığı kadar seni sevdiğimi haykırırdım

Bir kürsüydü üst geçitler

Bir delinin terapi merkezi

Veya bir aşkın intihar teşebbüsü...

Sonra;

Fakülte yokuşu

Orman kokusu

Adımların bir güvercinin ayaklarına benziyor

Ürkek ve korkak

Seslensem havalanıp uçacak gibi

Benim içimde bir şehir yıkılıyor...

Şimdi bir gece yolculuğu sonrası içimde hayecan,

Ruhumda kırık dökük hikayeler,

Yüreğimde sevgi ile yeniden;

Aşkı,

Sevdayı,

Hasreti tanıdığım şehrin kapısındayım...

Şimdi yeniden balık kokan ağların,

Yağmurlar kentinin,

Mercan yeşili gözlerinin kapısındayım.

Aç kapılarını ey şehir,

Ben geldim.