sesinden anlaşılıyordu bir nedenin olduğu gülümsemelerine,
titrerken sesim, terlerken ellerim
ben de düşünüyordum seni.
renkli renkli desenler, üstüne hatalı çekilmiş rimeller
kaybolan yıllar yok belki ama
anım çok, özlüyordum işte.
geri getiremiyordum ama tekrar yaşıyordum seni kafamın içinde,
o buğulu ve sakin düşüncelerle yine de atamıyordum.
şehirden kaçmam için neden çok
bir minibüslük uzağımdasın ama
senin yanında yerim yok.
bu daha da ağırlaştırıyor zamanla alakası olmayan acı şeyleri,
kırılgan değil yapım, kırıyorsun.
sahte geliyor aynam, gördüğüm yüz birkaç yıl öncesine ait gelmiyor
çizgiler, sezgiler
yıpranmış gibi olmasa bile dünyadaki tüm sevgiler
kucak dolusu bile yollasan
artık anlamı yok girmişse araya üçünçü tekil kişiler.
kızarsın diye söylemediğim tüm cümleler,
buluyor beni gecenin ilerleyen saatlerinde.
sana karıştırmasa da kana karıştırıyor,
adrenalin beni kendine salgılıyor
stres yönetimi yapmam gerek,
o saatlerde uykumdan da bölemiyorum.
doğal olarak seni unutamıyorum.
gemi gelir, sesi unutma
deniz dalgasız bile olsa
sen bu şehir için çok güzelsin.