Cam açık, geceyi dinliyorum gözlerim kapalı, şehrin uğultusu geliyor kulağıma, mırıldanıyor sanki memleketim, ey şair ey yazarlar topluluğu anlayın beni. Bütün gün yoruldum, üstüme bastı geçti canlılar, sokaklarım kalabalık değil artık, kimse farkında değil boşluğun. Anlayın beni şehir olmak benim suçum değil, siz geceleri de sevin beni. Portakal çiçekleriyle dolu sokaklarımı, mırıldanmamı, araba seslerimi, iyimi kötümü sevin ey düşünen ordusu! Sevin diyorum ama güzelliği vereni unutmayın, piyano dinler gibi huzurlanın içinizde, hırçın rüzgarları kovalamayın, salın gecelerime. İstanbul değilim biliyorum ama Akdeniz'im ben, bunu unutmayın. Doğunun ve batının ortasında, en çok doğuya yakın bir güneyliyim ben. Sen, sen ve sen. Gecelerimi alın, özgürlüğümü verin bana, yaratıcıya yazın benim suçsuz olduğumu, sizin ise en derin suçlu, ben konuşamıyorum siz dile getirin. Sayıklayın, bir tek onu. Hayır hayır sayıklamayın ya da zikr edin çağırın onu, ey rahmet gel kurtar bizi, kurtar yarattıklarını, geceyi kurtar korkak şairlerden, gündüzü kurtar bizi savunmasız bırakan acizliğimizden, hor görme, küsme, acı, acınacak hale getirme, yaşat bizi istediğin kadar, susma, çekilme kenara, her yer senin, ben seninim, şairlerin senin, şiirler senin, sen bizsin, ben sene küser mi, yoksa sen mi bene küstü? Bizin varlığından haberi yok mu? Biz varız, sen yok biz varız, şehrin var, efsunlu, misk kokulu şehrin, ben varım. Ağaçlarımın kokusu sana ulaşsın, içine dua ekledim, sen o kokuyla affet bizi, bak gene biz dedim sen en iyisi "bizi affet" çünkü biz varız, sen yok, ben yok.