Kasiyerle aynı tuvalete girdik. O sıçtı, ben sessizce izledim. Çocuğu düşürürken de böyle susmuştum. Ve çocuk ölürken kasiyer yoktu. Kasadaydı sanıyorum o vakit. Tuvalet bana cesede kalmıştı. Acemi değildim, hiç acemi olmadım. Bugün kasada ellerim titredi, kasiyer iğrendi ve tuvalete indi. Peşine düştüğün kabusun dört kol açabilirsin köşesi benim, sen sıçarken kabusun...

Ve bugün pazar. Bir pazar da günü.

Canavar benmişim.

2.1.22


17.5.22

Çay içmiyorsam her şeyi içebilirim. Annemi sevmiyorsam herkesi sevebilirim, dedi çocuk. İnsanların çocukları olmalı ve kaldırıp atabilmeli, değil mi? Boyacımız çok sık uğrar oldu, evimizin duvarları aynı. Karısı onu bırakıyormuş, çocuklarını da evlatlıktan reddedecek.

Çıktığım tüm marketlerde güvenlik olarak aranıyorum şimdi. Çünkü ben bir babayım, görmezden gelemezdim.

Gölgemde gezdirdiklerim mi? Onlar yok artık. Çünkü reddettim ve sevgilim beni bırakıyor. Her olan, olmayan bir azınlık. Çünkü olamayanı benim azınlık gözlerim görüyor. Ben. Mağara kadını, sevgilimi boşuyorum.

Sarah çok tembel. Hesapları bana kitledi, gününü gün ediyor mudur bilmiyorum. Şehrini değiştirdim, o orada kaldı, nerede olduğumu...

Bu bir salı da günü. Biz kasiyerle amaçlarımızı değiştik.