Yaptığım çoğu şey genelde bana yanlış gelir. Doğruysa bile kesin bir şekilde ben o işi batırırmış gibi hissederim. O güzel duyguları yaşamaya, hissetmeye hakkım yokmuş gibi. Yazarken bile ne kadar aptalca göründüğünün farkındayım ama çeyrek asırdır üstümden atamadığım şeyler için kendimi de suçlamayı bıraktım artık. 

Aslında gelmek istediğim nokta şuydu ki; seni sevmek yaptığım en güzel şey, senin yanın olmam gereken en doğru yermiş gibi hissettiriyor. Sana her dokunduğumda bana öğretilenin aksine kötülüğe ya da günaha bulaşmış gibi değil de cennetteymişiz gibi hissediyorum. Seninle bir olmamız, birbirimizi hissetmemizin kötülüğü eğer bizi yakacaksa, sayın tanrı kusura bakmasın yanmaya dünden hazırım. Seninle yanmaya doğduğum andan beri hazırım sanki. 

Sanki sen her zaman hayatımdaymış, hep orada olman gerekiyormuş gibiydi. Hiç yabancılık çekmedik. Sanki birbirimizi böyle üzmemiz, böyle sevmemiz, böyle sevişmemiz ezelden beri belliymiş gibi. Sanki seni sevmek yemek yemek, nefes almak, konuşmak gibi doğduğumdan beri yaptığım bir şeymiş gibi. Sen sanki hep ordaymışsın gibi.

Her zaman dediğim gibi çoğu şeyi kanırtarak elde etmeye çalışan bir kadının yolusun sen. Birdenbire, aniden ve öyle güzel ki. 

Seni yazmak, hissettirdiklerini yazmak iyi ya da kötü sanki benliğime işlenmiş gibi. Doğarken adımın yanında fısıldanmış gibi. Yolum yönüm senmişsin gibi. Sağını solunu karıştıran bana kuzey yıldızı gibi. 

En kötü anında bile herhangi bir anından asla şüphe etmediğim, keşke demediğim tek doğrumsun gibi. 

Konuşmaktan daha çok yazmayı beceren bana şiirler öyküler yazdıran sen gibi. Dünyanın en güzel hissi.

Aklımdan, kalbimden, vücudumdan silinmesini istemediğim belki de milyonlarca iz var senin tarafından bırakılan, ömrümün sonuna kadar taşımak istediğim. Neler öğrendim seninle, bak sevgilim nasıl büyüdük birlikte? Nasıl üzdük birbirimizi bak nasıl da yara bandı olduk birbirimizin?

Önüm, arkam, sağım, solum sen. İçim dışım sen. Kalbim, ruhum sen. Adım atsam sen, düşünsem sen. Konuşsam sen. 

Canımın en içisi. 

Bazen sana seni seviyorum demek yetmiyor. Nasıl yetmez bilmiyorum. Bambaşka şeyler söylemek, yapabildiğim en kolay şekilde seni severken deli gibi ağlamayı biliyorum. Ben çok şey bilmem aslında, bildiğimden de şüphe duyarım sen bilirsin. Ama bir seni sevmeyi böyle iyi bildim. Bundan hiç şüphe duymadım. 

Senden şüphe edilmez. Onu bilirim.