Şiirin ismi "Tabela" gidilecek yol hakkında bilgi verecektir. Şiirin içinde arayacağız ve o yolculuğa çıkalım.
"yalın ayak ve yanılmaktan korkmadan
sorgularla yüzülmeden kalbinizin derisi
geçmek için babanızın karşısına"
Yolculuğa yalın ayak başladık. Belli ki yol çetin çünkü yanılmaktan korkmadan diyor şair ve bizimle olacak belli ki.
Yalın ayak ve yanılmak sözlerinin sesletimdeki benzerliği, aynı dizede hoş bir tekrar oluşturarak girişe hız katıyor. Hızlı girdik yola, ancak dediğim gibi şair bizimle.
Sorgularla yüzülmeden... meden madan tekrar ediyor ve sadece araya bir sözcük girmesiyle iki "-dan" ayarlı davulu andıran ses ile cesaret veren sözcük bizi yola hazırlıyor. Yol güçlü ama şair biz de güçlü olmalıyız diyor.
Sözün manasında kalbin derisi sorgularla yüzülmeden diyor. Söz konusu sorgular yürüyeni yoldan edecek sorgular olmalı ki kalbin derisini yüzeceği tehlikesiyle anılıyor. Şair uyarıyor. Sorgular gözardı edilecek ve asıl korunması gereken kalbin kendisi olacaktır.
Geçmek için babanızın karşısına... bir varılacak yer söylendi. Babamızın karşısına geçmek ilk amacımız oluyor. Ve cesuruz, inançlıyız, tamamen anlamış durumdayız.
Peki babamızın karşısına geçmek nedendir diye sorarsak... daha iyi yaşamak içindir. Oedipus kompleksi derler. Her çocuk daha iyi yaşamak için önce babasından daha iyi olmak ister.
‘lütfen bekleyin.’
Tam o cesareti, gücü duymuşken içimizde bir lütfen bekleyin dedi şair. Bu yol o kadar kolay yürünecek yol değil demek ki...
yaşamak güzel şey olmaktan çıkmışken
hücrelerinizi doldurmuşken bir ton acılı ezgiyle
gelgitlere bürünürken ölümle yüzü arasında
‘çizgiye basmayın.’
Yaşamak güzel şey olmaktan çıkmışken... durduğumuz yerde onu dinliyoruz. Bize yoldan öncesini anlatıyor. Artık yaşamak güzel addedeceğimiz bir şey değilmiş. Ve evet babamızın karşısına bunun için çıkıyoruz. Hatırlatılması gereken bazı şeyler var.
Hücrelerimiz tonca acılı ezgi ile dolmuş yani bu yolda geçmişimiz de bizimle ve bizi yolumuzdan alıkoyma tehlikesi var. Şair uyarıyor.
Gelgitler, ölüm ile yüzü arasında... işin içine ölüm girdi ve verilen mücadele daha güzel yaşamanın mücadelesi.
Çizgiye basmayın! Çünkü artık ölüm ciddiyete bürüdü yolu.
'huzuru kuytularda barındıran
her türlü nefese lanetler okurken
içinize işlemiş hüznü dürtmüşsem de
‘burada sigara içmeyin.’
/n/ sesi ile biten üç dize ve alışıldık bir dörtlük düzeni. /n/ baskısıyla okundukça ciddiyet anlaşılıyor. Huzur görünürde değil, hayat belirtisi olsa da nefes sözü iki anlamıyla var olup ilkinde süren bu yolun bir adımı anlamıyla var olurken ve lanetle anılırken ikincisinde kıymetli bir direnç kaynağı olduğu için son cümle "burada sigara içmeyin" oluyor. O nefese ihtiyacımız var ve bu yola şaşırmadan devam etmeliyiz.
'yağmur incitmez çünkü sizi
şarkılar kadar
her seferinde karanlık çökmez dizelerime
'lütfen sessiz olun.’
Evet, elbette bir itiraz olacaktı. Yola çıkan biz baskı altındaydık. Şairin verdiği cesaret, bahsettiği felaket ihtimalinin üzerini örtmüyordu. Hızlıca, güçlü, başımız dik girdiğimiz yolda artık tedirginiz. Çünkü iş ciddi ve tehlikeler var.
Evet yağmur incitmeyecektir bizi bu yolda, çünkü herkes aşinasıdır yağmurun. Bizi incitecek olan şarkılar... nasıl şarkılar diyeceğiz ki aklımıza az önce söylenen "bir ton acılı ezgi" geliyor. İçimiz ürperiyor. Belki isyanımız büyüyecek ama yine umut giriyor devreye... her seferinde karanlık çökmez dizelerime... lütfen sessiz olun.
Kılavuzumuz o bizim. Bu yolda ondan başka dinleyecek duyacak kimsemiz yok. Susuyoruz ve onum bir sonraki dizesini bekliyoruz.
'yenilikler göreceğiz, yeni iyilikler
iliklerimize işleyen ne kadar umutsuz sözcük varsa
bir bir körelteceğiz
‘çıkmaz sokak.’
Evet durmuştuk. Girmiyorduk. Korkuyorduk. Şair ikinci defa yola koyuyor bizi ve tıpkı yola çıkarkenki gibi 'yenilikler' ve 'yeni iyilikler' sözlerinin sesletim benzerliği bizi aynı inanmışlığa götürüyor.
İliklerimize işleyen ne kadar umutsuz sözcük varsa... bizi korkutan, içimizde büyüyen, bu yolda bizimle gelen o yıpratıcı geçmişten bahsediyor. İşte onları bir bir körelteceğiz. Bu yolun sonunda tertemiz bir kalp ile övüneceğiz der iken... çıkmaz sokak.
Olmadı. Bu gayret son çırpınış oldu. Başaramadık. Çıkmak sokakların tek çıkarı geri dönmektir. Bu da yoldan vazgeçmek demektir. Umutsuzuz ve şairin mağlubiyet açıklamasını bekliyoruz.
'şimdi geri dönüp acınıza sarıldıysanız
onu saçlarını okşayarak sevin
bu şiirde de benzeşmediysek
‘lütfen daha sonra tekrar deneyin.’
Evet, geri dönüyoruz. Ve evet geçmişimize, acılarımıza dönüyoruz. Şair onlara alışın diyor. Çünkü bu yolun sonu yok. İnsan geçmişinden acılarından kurtulamıyor. Nereye giderse onları da götürüyor. Bu yolun kılavuzu olan şair söylüyor. Bu şiirde, yani bu yolda da benzeşemediyek lütfen daha sonra tekrar deneyin. Bu yolun ilk yolcuları değiliz. Herkes denedi ama kimse başaramadı. Sonucuyla, başımız önce geçmişimizi bir yerimizde taşımaya mahkum kalıyoruz. Şair de dahil.
Tabela: https://bubisanat.com/posts/tabela