Taze taze gel avuçlarıma

Günlerime konsun naneliğin

Fesleğen ya da begonviller

Pencerelerin hep yarım açık

Sızayım diye ahşaplarına

Yağmurlar dolsun rutubetlere

Öyle ya da böyle sevileceksin benlerimden

Hiç tanışmamış gibi

Hiç koşmamışız

hele ki yüreğimiz hiç çarpmamış gibi

Kandırırız aşkı bedellere inat

Başa sarılan şarkılar gibi

Dolanırız dillere arka sokaklardan

Bildiğim yollardan sapışlarım var 

Birkaç zırhım var 

Ve soytarıların gösterisinde

Sımsıcak ellerinle yontulmak isterim 

Gözlerimi de yumarım yüzünü göreceksem

Eğriliğimin hakkını veriyor dünya 

Ne esirgeniyorsun günden gülistandan

Ne azalıyor kaşından kızıllıklar

Bugün ruhuna boyuyorum kendimi

Çiçekler bir kereliğine kıskanıyor toprağımı

Huyun mu suyun mu karışmış

Tadın denizlerin kavuştuğu yer

Öyle apaçık derin

Öyle güzel dalgalı

Tuzlu yer yer

Savrulmak tam içine içine

Tam da şimdi esintiliyken dudakların

Üstüne kapıyorum dudaklarımı

Senden bahsederken eli sazlılar susuyor

Hikayeler oluşuyor kendiliğinden bir çırpıda

Bana sorarsan ömür çürüdüğü yerde yeşeriyor

Sen en güzel yerinde yanı başımın

Benimle büyümelisin tacımla

gün gelir dizlerimin çamuruyla...