O kadar anlam çıkıyor ki işin içinden, anlamsızlıktan doğuyor adeta bütün bu düzen.

Çentik çentik olmuş kahveye çalan pemben, arasından incilerin göz kırpar.

Yaylar çatılmış yine dalınmış derin derin derinlere, bakılmış uzaklara, kapkara kirpikler.


Bak 

   daha çok bak 

               daha çok bak 

                          daha çok bak


Dört duvarın loş ışığı vurur çiçeğime bin ışın seker eritir adeta üzerime giydiğim yalancı deriyi.

Sahi yalancı mıydı bu deri, deri miydi de?

Bak aşağı sabahki yıldızlarımı gör, vitrine koydum hepsini.

Akşamları değişen seslerimiz çıkartır baştan bizi, e nerede kaldık?

Sende kaldım.

Tutamadığım elinde, öpemediğim dudağında, atamayan kalbinde kaldım sevgilim.

Ben kaldım o masada, giderken bakmayan gözlerinin kahvesinde tüttü sigaramın son damlası.


Kal 

   daha çok kal

              daha çok kal 

                         daha çok kal


İçli içli ağlayan gözlerinin ardından mutluluk gülümsüyor artık, daha bi neşesin daha bi mutsun.

Hep serin baksın gözlerin, dökülmesin denize nehrin suları, ötmesin bu kuş, uğuldamasın dudağımda bu rüzgar, sevmesin beni başkası.

Nice gök nice deniz birleşse ufukta yine çakamaz bu yıldırımı evimin bahçesi.

Adımdan bilirim.

Ne oluyor, nedir bu üzerime dökülen?

Yağmur mu ağlıyor bulutlar, sevincin şakırdısı mı yapraktan süzülen ince damla demeti?


Sokaktaki kalabalık şarkı evine dönüyor yorgun günün sonunda.

Uzanıyor yatağına bakıyor tavanına, yapılacaklar listesi, yapılmayacaklar da.

Bir yaşlının örgü yumağı olmuş her taraf, hepsi farklı renk hepsi birbirine karış karış karışmış.


Karış 

   daha çok karış 

               daha çok karış

                           daha çok karış


Cambaz olduk salınıp duruyoruz ipte, ne üstünde ne düzünde, ilmeğin boyun ile randevusu var bu gece.

Kalamıyorum düzene, düzine düzine yalan olmuş, dağın etekleri tutuşmuş, bakmalar denizinde kaybolmuş Cansever gibiyim.


Ölüm bir kurtuluş olmaktan geçti, bir ihtiyaç yaşamak için ölmek gerek bu cehennette.

Yorganım ısıtmıyor, yastığım taş gibi, kırıyor boynumu ense kökümden.

Tanrı kitaba mı yazdı uyku haram diye?

Gece ne delikli ne deliksiz gözüm kapanmıyor, "Sana bakmadığım her saniyeye üzülüyorum."


Bak 

    daha çok bak

                daha çok bak

                            daha çok bakmadım, seni sevmelere, bakmalara, öpmelere doyamadım bugün.

Dokunmayın iyi değilim, soru sormayın, 

tutmayın elimi, kaybettim bugün cesedimi.

Kaybettim bulamıyorum, hatırlıyorum neden öldüğümü ama bulamıyorum nerede.

Daha çok ölmek istiyorum, daha çok istiyorum.


Seni.