şimdi uçurtma kadar hür ve cesur,

taze dallı zeytinliklerden geçelim.

eşlik eden yeşilli siyahlı renk cümbüşü,

keçelesin yapraklar, serçe göğsümüzü.

kuytulara çekilelim, gözlerinle ben, bir de nar sepetim.


kuyruklu şiir kanatlanıp saçlarına kurulsun,

titizce, incelikle başına yuva dokuyan,

ürkütüp uçurmayalım narin kuşu.

dünyanın tüm tel örgüleri yok olsun,

bu yuvarlak imtihan havuzunda,

yaşayalım tarihin en olası mitini, çifte kuğulu.


yamasız, kara kumaş uzun göğe serilsin,

kusursuz gece, kusursuz tenine serilsin.

boşlukta sonsuza yüzen, delikli gemimdesin.

yıldızlar bilmem kaç milyar mil uzakta,

denizler bilmem kaç milyon yıldır özgür.

tek bildiğim, yüzgeçlerim senin okyanusundayken hür.


sürgün yaşantım, refakatçisi yaşanmamışlıkların,

kurumuş hafızamın en ücra köşelerinde,

ferah yaşamak tutkusu tek belirgin olanım.

kıyıya varmadan çengel iğneyle dalgaları,

çocuklar gibi telaşlı, ceplerimize dolduralım.

boranların doludizgin çehresiyle, tufanlara koşturalım.