Senden vazgeçebilmek için

Hiç tanımamak gerekirdi.

Ben ise seni dertli bir temmuz günü tanıdım.

Yaz geldi birden bire.

Bana elini uzattı.

Tozpembe bir boya elimde,

siyah duvarlarımı sıvadım.

Üstelik tüm şiirlerimi rafa kaldırdım.

Senden vazgeçebilmek için gayet aklı başında olmalı.

Biz beraber kovmadık mı o zımbırtıyı?

Delirmişçesine,

Dudaklarımızın birleşmesi ateşi çağırmadı mı?

İşte o gün anlamıştık

Ne kadar gidersek gidelim birbirimizden

Geri dönüş yolunda karşılaşacağız.

Senden vazgeçebilmek için

Gözlerine hiç bakmamalıydım.

Kaç kez uçurumun kenarından düştüm de geldim.

Gözlerine bakarken ben

Acı çekmeyi sevdim.

Senden vazgeçebilmek için biliyorsun,

Böylesine tutkuyla bana sarılmamalıydın.

Ateşi tenimde, seni ise ta en derinimde

Hissettim, hissettim, hissettim.

Şimdi aynı gözlerle ve bedenle geçtin karşıma,

Bana vazgeçmekten mi bahsediyorsun?

Söyle canımın bekçisi, sen vazgeçebiliyor musun?