Yalnızım,

Sen varken bile ıssızım.

Nabzımın üzerinde bir çoban yıldızı,

Kulağını dayamalısın, hayatta mıyım?

Aç kurtlar uluyor hüzünlü şafağımda,

Kuzular ufka doğru kayboluyor koşa koşa.


Sen sevmezsin süslü cümleleri,

Bilmezsin başka türlü anlatamam kendimi.

Dolu dolu üzerine yağmalı kelimelerim,

Aşkıma giydirir ölümsüz bir kefeni,

Göğe doğru yükseltirim.


Uykusuzluğum alışkanlıklarımın eseri değil,

Zihnime yerleşen varlığın burnumdan getirir gecelerimi.

Kan ter içinde uyanırım saat 3 gibi,

Irmakları da içsem söndüremez göğsümdeki ateşi.


Bu sekizinci sigaram,

Kucağımda ölü izmaritlerin ruhsuz cesetleri.

Parmaklarımda ellerinin hayali izi,

Dudaklarım kehanetlere çanak tutan sessizlik bahçesi.

Sonu yok bunun farkındayım,

Arzumun büyüklüğünü aşıyor aşkımın kimsesizliği.


Aynalardaki aksime bakamıyorum,

Gittikçe her şeyimle sana benziyorum.

Bu, camdan kalbimi paramparça ediyor,

Yorgunum, başımı koyacak yer bulamıyorum.

Yastığım cennetten koparılmış gül gibi,

Kokusu sen isen, verdiğin acı dikenleri.


Şimdi senden ayrılıp çok uzaklara gitsem,

Canımı da ellerine bırakırım.

Bir gözüm arkamda kalır,

Gözyaşlarımla ağıtlar yakarım.


Ya gölgen yerine artık sen gel,

Ya da beni azat et.

Gel saçlarımın kıvrımlarında dans et,

Tenimden geçip ruhumu kabzet.

Daha fazla söndürme benliğimin ferini,

Ya sev ya da terk et.