Günün yorgunluğu tenime yapışmış. Her şeyden bıktığımı idrak ettiğim şu kısa molada buraya koştum. Yine ağa takıldım, geçmişe düşüyorum. Geçmişe baktıkça elimdekileri yitiriyorum. Zaten çok bir şey kalmadı ya... Biraz sevgi, biraz aşk ve yaşama dair umut vardı bir parça. Hepsini yitirmişim, sessizce yürüyorum. Artık fark edilme isteğinden çok uzaktayım, en uzakta. Hatta korkmuyorum belki biraz, öylesine bir kalış ki bu kursağımda ahı yıllarca çıkmayacak. Yorgunum artık. Soyut ve somut her varlığımla. İçimdeki ses çıkmıyor gün yüzüne. Bastırıyorum içimdeki coşkuyu ve çöküyorum hüzne. Çıkışı bulmam gerek.
Seremoni
Yayınlandı
Buluttur
2020-10-20T00:10:19+03:00Ne kavgamız anlaşılıyor, ne zeytin dallarımız... En iyisi sıyırmadan aklı, ruhu herkesten sıyırmak -kendini bulmak. Ben de teşekkür ederim. Soru yarattın.
Sevilay Baytur
2020-10-19T23:15:24+03:00Kavgası anlaşılmayan insanın hali nicedir? Aynı dediğiniz gibi bazen bazı sorular hakikatin en haklısını doğurur. Güzel dilekleriniz için teşekkürler :)
Buluttur
2020-10-19T19:08:43+03:00Bazen bazı cevapları bulamayız. Sorular soruları doğrurup durur. Sakince bir camın ardında durmak, kendine giden yolun izlerini kaçırmamak gerekiyor... Ben de aynı noktadayım ve sizi anladım -ucundan da olsa :) Kaleminiz tükenmesin.
Sevilay Baytur
2020-10-19T15:42:35+03:00Bahsettiğim fikir aydınlığı değil; ruh aydınlığı, kalp aydınlığı :)
Sevilay Baytur
2020-10-19T13:10:14+03:00Muhakkak, ancak bazen yolu gösteren bir el istiyor insan.