Serseri bir vaşakla geliyorum seni sürmeye,

Kırmızı ojelerim göğsünde yayıldıkça,

Ve dişleri kamaştıkça bu orman vaşağının,

Vahşi bir Tanrı'dan doğmuşum ben.

Belki de incinmemek için sevişmeliyiz.

Dur dedikçe sertleşeceğim, kadın oldukça ellerim.

İstediğimi almak için hile yapabilirim.

Muştası yapışıyor dilime keskin kelimelerin,

Sarışın bir odada avlayacağım ne olursa olsun ellerini.

Serseri bir vaşakla geliyorum seni sürmeye

Benim başım senin omuzlarına ait,

Benim kamburum senin sırtına,

Gri salyası akıyor gözünün, yüzüme.

Boğazımdan başlıyor sarmaşık, susmuyorsun.

Boğazımdan başlıyor yapışkanlık, inliyorsun.

Geç kalınmış bir üzülmüşlükle,

Yine de tavandasın.

Yine de avcumdasın.


Renkli panjurlar elmacık kemiklerinde,

Kimin için bu dipsiz mücadele?

Yüzü erimiş şahitlerin kanıyız bacaklarında.

Bir anının izdüşümüsün karnımda.

Tüm sadist kaldırımların neşeli çatlaklarısın.

Serseri bir vaşakla geliyorum seni sürmeye.

Pençemi dişlerinle bilemeye.


Serseri bir vaşakla,