Biliyorum.

Şarkısız üstüme gelen bu dalga dalga yığın zaman normali. Kararan şeylere uzun bakmam. Yarısı yenmiş bir pastadan korkmam. Zaman normali bu. Her şey en fazla yarım görünür bazen, bu bir 'oluş'tur dediğim. Zaman normali bu.


Biliyorum.

Dağılır göz. Dağılır bakış. Dağılır dengenin sürekliliği. Dağılır ışıklar. Mavi dağılır. Kırmızı dağılır. Bir caddenin sürekli hatırlanışı dağılır. Sarı, uzunca eski binanın önünden geçerken pencerelere dönen başın istenci dağılır. Kitaplar dağılır bazen. Merak dağılır. Geceyi yarına benzetenler dağılır. Odaların kokusu, korkusu dağılır. Bir ağrı dağılır. Bir ağrıyla dağılır.


Bir sabahtır belki, iki çocuğun uyumu dağılır, bir daha olmamaya dağılır. Taşınır biri belki uzaklara. Adım yetmez uzaklara. Ve kimse uzun süre bilmeyi taşımaz içinde, yalnız bunu. Kimse bilmez ki bunu. Bazı sesler bir daha hiç. Duyulmaz ki. Duyarsın duvarlardan ışık istemediğini, ama mutlaka sabah olur, bir yolu bulunur, dünsüz gibi çıkılır evden, bir halde normal bulunur. Bilenir de bilenir içe başlayıp içe bitenler.


Bir anda, çok hızlı bir şey olunur ve işte tam da buna bir şarkı dağılır. İki ses çok uzağa yayılır. Ritim bölünür sonsuz parçaya. Hiçbiri üst üste gelmez. Hiç. Bir aynaya anlarsın bazen. Bir klozete anlarsın. Kendine bilersin bunu.


Biliyorum. İpek ellerle sivri kırıklar yontuyorum. Sanki buna benziyor koltuktan bozma mavi yatağa uzanışım.


Biliyorum.

Yol bu. Göreceğim. Görmemeyi umduğumu buldukça değişecek bir balkondaki duruşum. Anlayacak merakım. Olgunu oynayacak bilgim. Oynayacağım ve alışacağım. Kurallara uyacağım bazen. Yaslara uymayacağım. Bir ölümü unutacağım. Unutuşu hatırlamayacağım. Yeni hislerle taze normale alışacağım. Bir kıyıya koşacağım, son adımımım öncekinden şen olacak, bakışıma çocukluğumu akıtacağım. Fırlayıp koltuğumdan yeni arkadaşlar bulacağım.


Biliyorum.

Geçecek esintisi ağrının. Dinecek toz. Parlağa yeni eller bulacağım. Danslara yeni eller. Kendimde yeni eller bulacağım. Gözlerimi yine kısacağım, dişlerimi yine sıkacağım, yatağa sırt üstü yine uzanacağım. Gevşeyeceğim birinin içine, dünyasına. Yeni sese yeni sigaralar saracağım.


Biliyorum. Yolumu seviyorum. Ama sevmiyorum içimdeki uzağı. Sivri sivri biliyorum ve omzuma doğrultuyorum bazen. Bunu. Ve çok bastıramıyorum şimdilik. Kendimsiz yapamayacağım. Biliyorum. Başka göremeyeceğim. Biliyorum.


Soğuk, keskin bir bıçağa benziyorum kendimi biledikçe ve sivrildikçe oluşumu etimle mavi koltuğa bastırıyorum.


Uyandığımda, günlerden ne olursa olsun bir şarkı hatırlıyor odayı.


Düşman öyküyü geriye doğru hemen unutuyorum.


Yeşili yeşille uyutuyorum.


Bir şarkıya benziyorum.


Böylece sahneye adımlıyorum.


Sesimde bunlar hiç. Yokmuş davranıyorum.


Mikrofonu, herkes çıktıktan sonra usul bırakıyorum.


Her yerden eve göçüyorum. Her yerden affederek dönüyorum.


Biliyorum.


Şarkısız üstüme gelen bu dalga dalga yığın zaman normali. Kararan şeylere uzun bakmam. Yarısı yenmiş bir pastadan korkmam. Zaman normali bu. Her şey en fazla yarım görünür bazen, bu bir 'oluş'tur dediğim. Zaman normali bu.


Biliyorum.