her denklemin çabasına

ve henüz hareket etme laneti bağışlanmamış bütün vedalara


adını değiştirdim bu gecenin

ve şimdi taşkın birkaç tılsımlı suretin sanrısıyla dayanışma içinde retinam

oysa elimden gelenin en zoruyla ısrar ediyordum bir zamanlar zamana bizi

yükseliyorum

bulanmaya hazır mıyız

benim besberrak mâzimin içine aktıkça yerleşen tek istikrarlı katranım


kılık değiştiriyor birbirine eş değer bir çift zıtlık

bazı yörelerde rivayet edilir ki

yaşamak, fotoğrafların lafı uzatılmış haliymiş

hiçbir hikaye efsanesiyle bilinmez

ve hiçbir masalın portresi caiz değilmiş

seslerden çatılar varmış

ateşten doğan güvercinler

geri geldim

çünkü elimin yazısını alnımın yazısına değişiyorum

sana defterimi uzatırsam bil

erişemediğim bütün küskünlüklerimin daha en başından seni affediyorum

şiirin burasına kemik kırılma sesini ekleyelim

omuzlarıma dadanan alakalı alakasız her konuya şahit inatçı melekler

ve çoktandır silmeye dilim varmıyordu huzuruna konuşmayı

konuşuyordum

iki yakamda da iki yakan sırılsıklam kenetlenmiş

tuhaf bir cinayeti gözümün bir yerden ısırması gibi gereksiz

ve o cinayeti bu vaktin içine hatırlatarak dağıtan sesi tiz sessizliğim

onlar duvarlara vurarak yazıyorlar diyorum

ben şehirlere vurarak

kırıp parçalayıp havaya zerrelerini kavuşturarak bir şeyleri

düşseymişsin zaten ıslaktın

ne demeye yükseldin ki sen

bak şu haline

hayır anlayamıyorum

ne var ki kurumuyorsun da artık

hangi kağıdın ortasında vazgeçtiysem doğrulamaktan gebermeyi

işte o kağıtlar kadar dar

ve uzun bir boğazdan yutarak içime doğru yürütüyorumdur seni

seni dedim seni

tamamen yanmış bir bina nasıl havaya uçardı

hadi biraz tarif etsene o zamanlardaki karşında duran beni


içimde

koskocaman bir kalabalığa kilometrelerce dağılacak minnacık bir yalnızlık var

ve tanrım ben tamamım

ama şimdi sen affedebilecek misin benden dolayı binlerce insanın üzerine sıçramış onsuzluğun lanetini


tanrım bir şey söyle

eğer hareket etmezsem lanetim ilerlemez değil mi