Kapı çalar, kim o, üstü başı düzgün bir dilenci.

Elinde kalem kurusu, ıslaktır sanki, etrafını çiziyor sokaktaki adımın.

Sayfalar boş, sokaklar boş, ılıman bir yalnızlık gezinmekte.

Yaşa adım, çok yaşa! İçini akıtan Ekskalibur temizlenmekte.

İşte. Bakıyor birisi, kimin nesi, bakışlarında bir şehir gizli.

Pişman mı, düşman mı, İsrafil mi, solgun yanıma üflüyor, kim, kim?

Bir oda, iki oda, iki ayrı oda, birbirine bakan iki pencere, bir, iki

Tülün ardından gördüm bakışları, ezbere bakıyor, bir şiir, iki şiir.

Bir sokak, sokakta kan, kanda adım, adımda hiçlik.

O pencerede birisi suçunu siliyor, kırmızı lekeler, gitmiyor.

Kapı çalar, kim o, yalnızlık kisvesi altında bir sakinleştirici.

Dil altı alınan bir rüya, rüyada beyaz, beyaz da aslında hiçlik.

Ruhum, diyor, ruhum kimsesiz güneş battığından beri.

Gece bitmiyor, diyor, kimse yerde yatan beni aydınlatmıyor.