Gecenin bentlerini tutan bir tutku

Sabah dikiliyor başına dimdik

Bütün şehri dolaşıyorum

arşa kadar

Ayağım yere basmıyor diye

İnanmıyor kimse,

Munzur Dağı'ndan bir gökkuşağı çizdiğime

Kimse bilmek istemez kesik ikindilerimi

Yağmurun söylediği şarkıyı

kim söyleyebilir şimdi

Hıncım büyüyor!

Yastığım ütopya!

Ellerimi kes!

Silmeye yeltenirsem gözyaşlarımı

ve azık edersem seni

Beni biriktiriyor bu zamanlar

BEN ile şahsiyetim arasındaki

Bir ok mesafesi!

Sarı soğuk benzim

Yüzümdeki benekler

yürek devşiriyor toprağından

Kucağımda kalıyor

susamışlık hissim

Düğüm düğüm

Boğum boğum

Ciğerimde kokusunu duyduğum

Hatır gönül kadir kıymet

bir vücut olamamış bende

bir mevcut

Sesim kısık

Kendine acımanın armonikası bu

Eğer amel değilse şiir

Oysa kucağında tecavüz uyutan

Trajedi emziren kadın

Kesmiyor ellerini benim kadar

Mahvettiler beni!

Mahvettiler diyor!

Hiç değilse utanmak için uyan!

Canı cehenneme bu ütopyanın!

Düşüyor bütün ağırlığı ile gece üzerime

Ölü bir kadın doğuruyor sanki sabahı

Eteğinde dolaşıyorum Munzur Dağı'nın

Yaban otları avuçlarımda

İyileşmek için

Bütün urlarımı kesip eline vereceğim

Bir ben yap bana n’olur

Bizden olsun

Beri kılma beni yâdından,

Tan yeri ağarırken

Damla damla yarılırken yüzüm

Senin berinde her uzvum

Ayrı ayrı yine de doğdum!

Bir kürtaj çocuğuyum!

Olsun.



**Nevrotik Sızlanmaların Doğumu